Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

İda nın Su Havzalarının Yeni Tanrıları

(yorumlar kapalı)

ıÜüGÖZ UCUYLA

TÜRKEL MİNİBAŞ

İda’nın Su Havzalarının Yeni Tanrıları

Bergama-Ören-Akçay – Bilmem farkında mısınız? Yabancılara taşınmaz satışıyla ilgili yasa yeniden düzenleniyor!..

Yeni düzenleme "memleket toprakları yabancılara gidiyor" diyenleri rahatlatacak gibi gözükse de… Yabancılara her ilin ekonomik ve stratejik önemine göre taşınmaz edinme izni verdiğinden, düşündürücü!

Ne de olsa taşınmaz dediğiniz evden fabrikaya, barajdan madene kadar çok geniş bir alan. Dahası Türkiye’nin her ili, yaşayanlarının farkında olmadığı kadar coğrafi ve kültürel zenginlikte. Dolayısıyla, ekonomik ve stratejik önemi yüksek!

Susuz İstanbul pek farkında değil ama Ege’nin insanı, yabancılara taşınmaz satışı ve benzeri yasa değişikliklerine endişeyle bakıyor. Çünkü :

Maden firmaları su alanlarında maden arayıp, dağları düz ettikçe !..

Sahilleri maden cüruflarıyla doldurdukça!..

Zeytinlikler kondu-villa sitelerine dönüştükçe!..

Madencilerin kamyonları Edremit-Havran-Bergama-İzmir hattını yarış pistine döndürdükçe!..

Flamingoların, leyleklerin gelmez olduğunun; farelerin, yılanların arttığının; arıların azaldığının farkındalar.

Ege’nin zeytinden dalları yeri öpen zeytinlikleri giderek kuruyor. Her dönemde dünyaya doğal zenginlikleriyle damgasını vuran Ege çölleşiyor!

Egeliler endişeli ama kimin umurunda?..

Umurlarında değil, çünkü bazıları için önemli olan, Bergama-Ovacık’daki, Uşak-Kışladağ’daki siyanürlü altın madeni tesislerinin daha hızlı ve daha yüksek kâr etmesi. Kaz Dağları’ndaki damarların bir an önce açılması. Yakın beldelerde toprak rantlarının yükselmesi. İnşaat fiyatlarının artması!

Oysa maden dediğiniz, ülke kalkınmasının en temel kaynaklarından biri. Tencereden çamaşır makinesine, tarladaki traktörden yoldaki graydere kadar üretimin temel girdisi. Üretimin ülkenin kendi madenleriyle yapılabilmesi de maden arama ihalelerinin açılmasına ve işletilmesine bağlı.

Altın üretiminin böyle bir işlevi yok ama!.. Altın tek başına çıkmadığı ve uranyum, bakır gibi başka madenlerle birlikte çıktığı için, maden firmaları için altın yatakları çok önemli. Cominco, Tuprag, Eldorado gibi maden devlerinin son 10 yılda Türkiye’yi mesken edinmesi, Danıştay’ın kapatma kararlarına rağmen kazmaya devam etmeleri de zaten bu nedenle değil mi?.

Bilmem hatırlar mısınız? İki yıl önceydi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, AKP’nin muhalefetteyken karşı çıktığı, iktidara gelince mimarlığını yaptığı 3213 Sayılı Maden Yasası’na dayanarak 3.344 maden sahası için ihale açmıştı. 9 Temmuz 2005 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan duyurudan sonra madenlerin koordinat dokümanları ve maden alanlarını içeren ihale listeleri yayımlanmaya başlamıştı.

Şimdi yıl 2007. Maden şirketleri bu koordinatlara göre Edremit Körfezi’ni global mantıkla kazıyor. Hem de su alanı, tarım alanı demeden!.. Çünkü Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği: Maden şirketlerinin su havzaları, tarım, orman, yaban hayatı koruma ve mera alanlarındaki arama ve işletme çalışmalarını siyasi otoriteye bırakmakta!

Siyasi otorite de su havzası, doğal ve kültürel sit alanı demeden maden işletmelerine çalışma iznini veri veriyor.

Küresel ısınma kuraklığa bahane değil

Yetkililer küresel ısınma bahanesini kullansa da bugün Ege’de yaşanan kuraklığın temel sebebi Egelilere göre küresel ısınma değil. Yeraltı sularının verimli kullanılmaması ve maden arama adına su havzalarını besleyen kanalların kurutulması!..

En somut örnek ise Bergama’dan. Bergama’nın Ovacık, Çamköy arazilerinde yeraltı su seviyesi:

* 1990’lı yıllarda 60 metredeyken, 2000’li yıllarda 100 metreye indi. Altın madeninin işlemeye başlaması ile 120-160 metre derine düştü!..

* Sıcak havalarda su havuzlarında su seviyesi buharlaşma nedeniyle düştüğünden kuyu ve dere sularının kullanıma sokulması yeraltı su tablasının azalmasına ve suyun tuzluluk seviyesinin yükselmesine neden olmakta!..

* Su kimyasında yapılan araştırmalar nitrit, nitrat, arsenik, kükürt ve tuz bileşenlerinin giderek arttığını göstermekte!

Yılların maden mühendisi Hasan Gökvardar ‘ın Dikili Belediyesi’nin gazetesinde çıkan yazısını okuduysanız: Yılda 300 bin ton cevher için projelendirilen Ovacık altın madeninin yıllık su ihtiyacı 350 bin ton civarında. İhtiyacın bir kısmı araziden ve kuyulardan pompayla çekilerek karşılanmaya çalışılmakta. 300 bin tonu da barajdan karşılanmakta.

Anlaşılan, bir ton cevher için bir tondan fazla su gerekmekte!

1 ton altın içeren cevheri açığa çıkarmak için ise:

* En az 10-15 ton cevher dışı yani içinde altın bulunmayan yan kayaç hafriyatı;

* Hafriyatın tozunu bastırmak için de günde en az 10 tanker yani günde 100 ton, yılda 300 bin ton su gerekiyormuş!

Bu durumda sadece Ovacık’taki altın madeninin 650 bin ton ham su, havuzdan da 300 bin ton suya ihtiyacı var. Bu da yılda 3 ton altın elde eden bir tesis ve işletme için en az 1 milyon ton su gerektiğini göstermekte!.

Şimdi gelin de yabancılara taşınmaz satışındaki düzenlenmeden endişelenmeyin, mümkün mü?

30 Ağustos Zafer Bayramı herkese kutlu olsun.

turkmini@superonline.com

ıÜüÖZGEÇMİŞ

Prof.Dr. Türkel Minibaş

1953’de İstanbul’da doğan Türkel Minibaş ilk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladı. AFS bursuyla gittiği ABD’nin Los Angeles kentinin Pasific Palisades High School’undan 1971’de mezun oldu. 1975 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’ni bitirdi. 1985’de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden İktisat Teorisi ve İktisat Tarihi Anabilim dalında pekiyi dereceyle doktor, 1988’de doçent, 1995’de de Uluslararası İktisat ve İktisadi Gelişme dalında profösör ünvanı aldı. "Azgelişmiş Ülkelerde Kalkınmanın Finansman Politikaları ve Türkiye", "Çağ Atlatma Serüveni 1453-1980" adlı iki basılmış kitabı, "Çalışmaya Hazır İşgücü Olarak Kentli Kadın ve Değişimi" ve "Türkiye’de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri Etkileri ve Çözüm Önerileri" başlıklı ortak çalışması vardır. Ayrıca para, kalkınma, Türkiye Ekonomisi, uluslararası yatırımlar, küreselleşme, yolsuzluk ekonomisi, kadın ve cinsiyetçilik içerikli yayınlanmış makaleleri bulunmaktadır. Kadın ve çocuk üzerine çalışmalar da yapan Prof.Dr. Türkel Minibaş halen İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümünde Uluslararası İktisat ve İktisadi Gelişme Anabilim dalında öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Öğretim üyeliğinin yanısıra aynı üniversitenin Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde müdür yardımcılığı ve Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi İstanbul İl Koordinatörlüğünü yürütmektedir. 1994’de tamamlanan Dünya Bankası’nın Çalışmaya Hazır Kentli Kadınlar Projesi’nin sürekli proje danışmanlığını ve 2002-2004’te de İzmit-Adapazarı Bölgesinde Depremden Etkilenen Sanayi Kuruluşları ve Yolsuzluk Ekonomisinin Etkileri konulu projeleri yürütmüştür.1995-1999 arasında İMKB Başkanlık Ekonomi Danışmanlığı yapan Minibaş, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası ve İzmir Ticaret Odası’nın eğitim programlarına öğretim üyesi olarak katkı vermiş; 2000-2003 arasında da Hava Harp Okulu’nda Türkiye Ekonomisi ve Kamu Ekonomisi dersleri vermiştir.1994’den beri Cumhuriyet Gazetesi’nin köşe yazarıdır; yazıları Pazartesi günleri "Gözucuyla" başlığı altında yayınlanmaktadır. Bir çok televizyon ve radyo kanalında da ekonomi programı gerçekleştirmiştir.8. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın "Küreselleşme" ve "Toplumda Kadın Katılımı Özel İhtisas Komisyonu"nda ve Vizyon 2023 Çalışmalarının küreselleşme panelinde görev yapmıştır.1991’de I.Ulusal Çocuk Kurultayı’nı düzenleşmiş, 1991-1993 arasında Yapı Kredi Çocuk Yayınları danışmanlığı, 1993-1995 arasında da T.C. Kültür Bakanlığı Yayın Komisyonu üyeliği yapmıştır. Umut Çocukları Derneği’nin çalışmalarına gönüllü destek vermektedir.Halen Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkan Yardımcısı olan Prof.Dr.Türkel Minibaş, Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı Mütevelli Heyet Üyesi, Türk Kültür Vakfı, Türkiye Avrupa Vakfı, Türk Çağ Vakfı, İstanbul Mülkiyeliler Vakfı, Sosyal Demokrasi Vakfı gibi vakıfların da kurucu üyesidir.Bilim Sanat Eserleri Meslek Sahipleri Kuruluşu’nda iki dönem Yönetim Kurulu Üyeliği yapmıştır. Bir çok sivil toplum örgütüne üye olarak gönüllü katkıda bulunmaya devam etmektedir.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: turkmini@superonline.com