Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

Haydarpaşa’da Ucube İstemiyoruz

(yorumlar kapalı)

Kentsel dönüşüm projelerine kurban edilmek için ulaşım fonksiyonu sonlandırılan Haydarpaşa Gar’da müze olmalı yaygaraları basında yer alırken; Ankara Gar sahası üzerinde 1991’de açılan TCDD Açık Hava Buharlı Lokomotif Müzesi, 2013 yılı Aralık ayında yeni inşa edilecek YHT gar binasına alan açmak için Behiçbey’deki TMO arazisine yakın bir alana taşındı. 

ankara-yht-gari.jpgCelal Bayar Bulvarı ile mevcut gar binasının arasındaki araziye yapılacak olan Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı, 21 bin 600 metrekarelik alan üzerine Cengiz-Limak-Kolin ortaklığı tarafından 235 milyon dolar yatırımla ve Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli ile inşa edilmektedir. Cengiz-Limak-Kolin ortaklığı 235 milyon dolar kredinin 170 milyon dolarlık kısmının 15 yıl vadeli olarak Denizbank’tan 15 yıl vadeli olarak almıştır.

İçinde 140 odalı otel, yeme-içme alanlarını da kapsayan 185 mağaza, kiralanabilir toplantı ofisleri ve 2500 araçlık otopark yer alacak olan Ankara Yüksek Hızlı Tren Garını Cengiz-Limak-Kolin ortaklığı 19 yıl 7 ay işletilecektir.

Ankara YHT Garı inşaatında Cengiz-Limak-Kolin ortaklığı tarafından 170 milyon dolar kredi kullanılan Fransız Belçika ortaklığındaki Dexia, Denizbank’ı 25.05.2012 tarihinde Rus bankacılık sisteminin %27′sini (Rusya’daki büyüklüğü 247 milyar dolar) oluşturan Sberbank 4 milyar dolara satın almıştır. 

Sberbank’ın Rusya’da çalışan sayısı 241.000 dir. Kazakistan, Belarus ve Ukrayna’da faaliyet göstermektedir, Almanya, Hindistan ve Çin’de de ofis açmıştır.

Cengiz-Limak-Kolin ortaklığı YHT Ankara garı için kullandığı 170 milyon dolar krediyi Denizbank’tan aldığında bankanın sahibi Rus sermayesi idi. İki ülke arasındaki savaş ihtimalinin konuşulduğu günlerde ülke başkentine inşa edilen tren garı ve Mersin/Akkuyu Nükleer Santral inşaatında Rus sermayesinden kredi kullanılması sermayenin sınırı olmadığının bir göstergesidir.

Yeni Gar Tipi Tarifi

YHT Ankara Garının yeni yaşam merkezi sermayenin buluşma noktası olarak tanımlanmasının işaretini, TCDD eski Genel Müdürü Süleyman Karaman Mart 2006 ayında yaptığı açıklama da vermişti.

Süleyman Karaman “15 ilde bulunan 22 gar, Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında alışveriş, eğlence, kültür, dinlenme ve spor merkezi haline dönüştürülecek. İnşaatlar yap-işlet-devret modeliyle özel sektöre yaptırılacak. İşe Haydarpaşa, Kayseri ve Sirkeci garlarından başlanacak. İkinci etapta Ankara, Eskişehir ve Konya tren istasyonları var. Binlerce dönümlük arazide uygulanacak çalışma sayesinde gar gelirlerinde yüzde 200 artış bekliyoruz. Proje kapsamındaki yerlere yat limanı, hastane, yeşil alan, 5 yıldızlı otel, kongre merkezi, konut, ofis ve okul da yapılacak. TCDD’nin en prestijli projesini İstanbul Haydarpaşa Tren Garı’nda hayata geçireceğiz. Haydarpaşa Gara dev kongre merkezi, marina, 5 yıldızlı 7 otel, iş, ticaret ve eğlence merkezleri, 7 gökdelen, spor alanları ve yat limanı inşa edilecek. Bunlar yapılırken Haydarpaşa’nın doğal ve tarihi yapısı korunacak. En önemli hedeflerinin kentle bütünleştirilecek en az 15 garı cazibe merkezi haline getireceğiz. Belediyelerle birlikte çalışıyoruz. Yeni gar tarifi yaptık. Bu tarifte eğlence yerleri, alışveriş merkezleri var”

Süleyman Karaman’ın tarifini yaptığı 7 adet gökdelenli yeni gar tipinin Haydarpaşa Gar ve Liman sahasında gerçekleştirilmesi, Haydarpaşa Dayanışmasının 11 yıldır verdiği sokak ve hukuk mücadelesi ile bu güne kadar mümkün olmamıştır. Ancak Süleyman Karaman’ın tarifine uyan Ankara YHT Garı ucubesi, 1937 yılında yapılmış Cumhuriyet dönemi mimarisinin örneklerinden olan tarihi Ankara Gar binasını ezerek yükselmektedir.

Serbestleştirme ve Tren Garları

TBMM’de 24.04.2013 tarihinde kabul edilmesinin ardından 1 Mayıs 2013  tarih 28634 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6461 sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırılmasının Serbestleştirilmesi hakkındaki Kanunun Amaç ve Kapsam başlığı altındaki 1/b) maddesinde Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü demiryolu altyapı işletmecisi olarak yapılandırılmış olup, TCDD’nin demiryolu altyapı işletmecisi olarak belirlenmesi ve görevleri başlığı altındaki 3/ç) maddesinde de Tasarrufunda olan demiryolu altyapısının demiryolu trafiğiyle ilgili olmayan alanlarını işletmek, işlettirmek veya kiraya vermekle yetkili kılınmıştır.

Yukarıda aktardığımız yasal durum serbestleştirme sonrası tren garlarının hava meydanları gibi özel şirketler aracılığı ile işletileceğine işaret etmektedir. YHT Ankara Garı yapım ve işletme hakkının devri için uygulanan YİD uygulaması ile serbestleştirme kanunun daha çıkmadan bir garın işletme hakkı 17/25 Aralık yolsuzluk sürecine adı karışmış küfürlü tapeleri sanal ortama düşmüş bir şirkete verilmiştir. 

Cengiz Holding ve Artvin

Cengiz Holding proje ve ortaklarına baktığımızda nerede ise ülkede devam eden enerji, ulaşım, inşaat, madencilik projelerinin tamamında rol almıştır. 

Artvin Cerattepe’de 1992’de ilk ruhsat sahibi Kanadalı Cominco Madencilik, tepkilere karşı gelemeyeceğini anlayınca, 2002’de ruhsatı başka bir Kanadalı şirket Inmet Mining’e satarak çekildi. 2005’te şu anda 60’a yakın bileşeni olan Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde dava açıldı, 2008’de ruhsat iptal edildi ve iptal kararı Danıştay tarafından 2009’da onaylandı. Bu karar sonrası Inmet Maining de burayı terk etmek zorunda kaldı. 

Doğa düşmanları bir yere kafayı taktı mı, önce geri çekilip sessizliğe bürünüyor, ardından ilk fırsatını bulduğunda tekrar saldırıya geçiyor. Nitekim, Cerattepe’de de aynısı oldu, hukuksal anlamda madencilik yapılamaz kararı verilmiş olmasına rağmen, mahkeme kararları hiçe sayılarak, bu eşsiz doğal alanlar 2011’de ihaleyle ruhsatlandırılacağı duyurulan 1343 adet maden alanı listesine tekrar alındı. 

2012’de Cerattepe ve Genya için bu kez Özaltın İnşaat’a ruhsat verildi. Artvin halkı bir kez daha direniş başlattı, ruhsatın iptali için dava açıldı. O sırada, Özaltın İnşaat’ın aldığı ruhsat alanının işletilmesi için ihale sürecinde zaten ortak hareket ettikleri Cengiz Holding’e ait Eti Bakır A.Ş. ile anlaşma sağlandı. Siyanürlü altın madenciliği yapmak isteyen şirketin hazırlattığı ÇED raporunu hızlı bir şekilde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kabul etti. 

Yine Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde çeşitli sivil toplum örgütlerinin ve kişilerin de katıldığı 283 davacı tarafından 2014’te ÇED raporunun iptali için dava açıldı. Mahkeme, projenin uygulanması durumunda Artvin’in yaşam alanı olmaktan çıkacağını gerekçe göstererek, Ocak 2015’te “ÇED Olumlu” kararını iptal etti. Ancak, hemen ardından Cengiz İnşaat tarafından üzerinde bir iki değişiklik yapılan yeni ÇED raporunu da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kabul etti.  

2015’in ortalarında 760’ı aşkın davacıyı temsil eden 61 avukat, bu ÇED’in de iptali için Türkiye’nin en geniş katılımlı çevre davasını açtı. Cengiz İnşaat, iktidar yandaşlığından aldığı destekle mahkeme kararını beklemeden Cerattepe’ye girmeye çalışınca, Artvin halkı nöbet tutmaya başladı. Jandarma, millete küfür eden Mehmet Cengiz’in şirketinin iş makinelerinin yanında yer alıp, mal ve can güvenliğini korumakla yükümlü olduğu halka karşı yolları kapattı. 

Mahkeme süreci tamamlanmadan devletin polis, asker, jandarma gücünü de arkasına alarak, iş makineleriyle 32 hektar alanı talan etme girişti. İçişleri Bakanı Efkan Ala, “Vurun geçin” emri verdi. Çevre illerden takviye edilen çevik kuvvet de durur mu, halka karşı biber gazı ve plastik mermi kullanmaktan çekinmedi. Yeşil Yol’a karşı direnen Rabia Ana, “Devlet kimdir” diyordu ya, Artvin’de yaşanan devlet, yandaş şirket, kolluk kuvveti zorbalığı bu soruyu bir kez daha sordurttu. 

Şu anda Artvin’in tüm dağlarını kapsar şekilde 325 maden ruhsatı verilmiş durumda. Başta Cerattepe olmak üzere madenciliğin her türlüsünün yapılmak istendiği alanlar, Artvin’in yaşamsal kaynakları. Artvin’in yeraltı su kaynaklarının bulunduğu yerler. Zaten, Çoruh Vadisi HES projeleriyle harabeye çevrilmiş durumda. Bunlar sadece enerji değil aynı zamanda sürgün projeleri. İkisi Çoruh Vadisi’nin yan kollarında inşa edilen yedi baraj, 16 bin Artvinli’yi yerinden yurdundan edecek. 

Haydarpaşa Gar Kurtuldu mu? 

Tekrar Haydarpaşa Gar ve Liman projesine dönecek olursak Haydarpaşa Gar Dönüşümü içeren 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı planın İBB Meclis kararı ile geri çekildiği Haydarpaşa Garın Gar olarak kullanılacağı bir planın yeniden hazırlanacağı son günlerde basın ve yayın organlarında yer almaktadır. 

Gerçekte olan ise şudur. Haydarpaşa Gar 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı planının,  yargı aşamasını geçemeyeceği gibi kamuoyu meşruiyetini de kaybettiği gün gibi aşikardır. Demiryolu ulaşım ihtiyaçları açısından da İstanbul’un her iki yakada (Anadolu ve Trakya) merkez gara ihtiyacı  bulunmaktadır. Anadolu yakasında devam eden ulaşım projelerinde bu güne kadar bir merkez gar planlanmadığı gibi Haydarpaşa garın işlevini üstlenebilecek bir boş alanda bulunmamaktadır. 

Bu gerçeği gören iktidar Haydarpaşa Gar 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı planı geri çekmiştir. Süleyman Karaman’ın işaret ettiği yeni gar tipi ve Cengiz Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz’in de söylediği “Ankara YHT Tren Garı’nın model alınarak İstanbul’da YHT Garı yapılacak, Haydarpaşa civarı düşünülüyor” sözü gelecek yeni planda yer alacaktır. 

Kent belleğinde önemli yer etmiş olan tarih ve kültür mirasımız İstanbul’un demiryolu ile Anadolu’ya açılış kapımız Haydarpaşa Gar ve ülke ithalat ve ihracatımızın büyük kısmının yapıldığı dünyaya açılış kapılarımızdan biri olan Haydarpaşa Liman’ın rant getirici projelere uygulanarak sermayeye devredilmesi girişimine karşı Haydarpaşa Dayanışması olarak 11 yıldır verdiğimiz mücadele sürmektedir. Tren ve vapur seferlerinin sonlandırılarak, Limanın gemi tahmil tahliye sayılarının azaltılarak bölgenin bir çöküntü alanı haline getirilmesine karşı da 213 haftadır Pazar günleri 13.00 ila 14.00 saatleri arası 193 haftadır da Perşembe geceleri 20.00 ila 21.00 saatleri arası Haydarpaşa Gar merdivenlerinde sürdürdüğümüz oturma eylemleri devam etmektedir. 

Anayasamızın 56. Maddesine göre Çevre kirlenmesini önlemek, çevre sağlığını korumak ve çevreyi geliştirmek, devletin ve vatandaşların ödevidir. Önlemek, korumak ve geliştirmek; devlet için bir yükümlülük, birey için hem bir hak, hem de ödevdir. Ayrıca emredici uluslararası hukuk kuralı haline gelen ve Türkiye’nin iç hukukuna dahil olan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi de direnme hakkını tanırken “insanın zorbalık ve baskıya karşı son çare olarak başkaldırmak zorunda kalmaması için, insan haklarının hukukun egemenliğiyle korunması esas”tır demektedir. 

Buradan hareketle Haydarpaşa gar dönüşüm sürecinde, iktidarın gar ve liman alanını sermayenin kullanımına açma girişiminden vazgeçilmesi gibi bir durum yoktur. Dayanışmaya düşen görev, çevreyi korumak bunu gerçekleştirirken de gerekiyorsa direnme hakkını kullanmaktır. 

Not: Bu yazı daha önce BTS İstanbul 1 Nolu Şube BTS Haber Dergisi mart 2016 sayısında yayımlanmıştır

 

 

 

 

 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: Tugay Kartal Haydarpaşa Dayanışması Aktivisti