Şehrin Kapısı
Gar; Bilmediği şehre gelen yolcunun ilk gördüğü yer. Gar; şehrin ilk izlenimi, bazen en güçlü izlenimi. 1830 yılında İngiltere’nin Manchester şehri demiryolunun yanına küçük bir bina inşa edildi. Bu bina dünyadaki ilk gar binası idi.
Manchester Garı (Liverpol Garı)
19.yüzyılda garlar, teknik ilerlemenin sembolleri idiler. Ve trenler, sadece çok zenginlerin seyahat edebildiği, elit taşıma araçlarıydılar. Zengin yolcular; garların, evleri gibi rahat ve konforlu olmasını istiyorlardı. Bu yüzden, garların içinde trenlerin beklenebileceği, yemek yenilebileceği, kitap okunula bileceği rahat odalar istiyorlardı. Bu istek doğrultusunda, yapılan ihtişamlı garların içinde, bekleme salonları, kafeler ve hatta kütüphaneler oluşturuldu. Garların içi tablolarla, heykellerle süslendi, sanki zenginlerin misafir odaları imiş gibi.
20.yüzyılın başlarında durum değişti. Trenler artık bir yerden bir yere gitmek isteyen herkesin ulaşabileceği araçlar haline geldi. Bu şekilde, trenlerde, zenginlerin dışında da insanlar seyahat etmeye başladı. Bu nedenle, garlara bakış açısı da değişmeye başladı. Garların etrafında orta düzey/düşük fiyatlarda hizmet veren oteller, mağazalar, kafeler gibi insanların ulaşabilecekleri, dinlenebilecekleri mekanlar inşa edildi. Böylelikle garlar, bilmedikleri şehirlere trenle gelenler için önemli bir yer/merkez haline geldi. Garların olduğu şehirlerin yerlileri için ise, garlar; bir taraftan alışageldik mekanlar iken, diğer taraftan haber kaynağı özelliği taşımaya başladı. Çünkü trenler, yeni(günlük) gazeteler ile postayı getiriyorlardı ve gazeteciler, meşhur kişileri karşılıyorlardı garlarda. Şehre trenle gelmiş olan politikacılar gar meydanlarında mitingler yapıyorlardı.
20.yüzyılın ortalarında mühendislikte ve sanayide yaşanan hızlı ilerlemenin neticesinde, popüler taşıma araçları otomobil ve uçaklar olurken, trenler eski önemini yitirdi. Trenler eski ihtişamını terk ederek, en ucuz taşıma aracı haline geldi, böylelikle ihtişamlı ve sanat mabedi olan garların yapımı fikrinden vazgeçildi…
Ancak günümüzde, trenlerin popülerliği yeniden artmaya ve garlar, yaşamımız içinde yeniden önemli bir yer tutmaya başladı. Yeni trenler 200 km/sa ve üzeri hız yapmaya başladı(makale 2006 yılına ait). Böylelikle otomobil ve uçaklarla yarışır hale geldi. Günümüz insanı için, en önemli şey hız ve insanlar, bir yerden bir yere zamanında ve en kısa süre içinde gitmek istiyorlar.İstatistiklere göre, her Rusya vatandaşı yılda en az 10 defa trenle seyahat ediyor. İnsanlar, sirk ve sinemalardan daha fazla garlarda bulunuyorlar…..
Soner Önal
Kaynak:
V.E.Antonova-M.M.Nahabina-A.A.Tolstıh’un “Doroga v Rossiyu-3/1” rusça eğitim kitabı
1837 de inşa edilen Vozkal (Vitebsk Garı) Slav topraklarında yani eski SSCB ülkelerinde genelde gar adları trenlerin gideceği yöndeki ana gar üzerinden anılır. Yani bu gar Vitebsk/Belerus yönüne giden demiryolu hattının garı olduğu için bu ad verilmiştir. (Kadıköy’deki iki iskelenin Eminönü ve Beşiktaş iskelesi adı gibi) Yine Petesburg (Leningrad)’da yer alan gara Finlandiya gar denmesi gibi. 1917 devriminde Lenin bu gar binasına gelmiştir.