Kaçan Tren
Alsancak Gar’ı; izlenimci ressam Claude MONET’in “St .Lazare İstasyonu” adlı tablosu ile dolaylı bir bağı vardır. Monet; çatısında, camdan tasarımlanmış ışıklığa sahip olan istasyonun içine hakim olan buharı, bulut yığını gibi geniş ve yoğun olarak kullanmıştır. Bu yönü ile; Alsancak Garı’nın, St. Lazar İstasyonu ile ortak mimari paydası vardır, üslup yönünden.
Henüz; dizel trenlerin bile, seferlerde kullanılmadığı yıllarda, Alsancak Gar’ı ,o dönemde,buharlı lokomotifleri, yük ve yolcu vagonları ve banliyö seferleri ile İzmir’İn önemli iki tren garından biri idi. Halen de öyle.İngiliz şirketi tarafından yapılan, İzmir-Aydın demiryolunun başlangıcıdır.Fransız Şirketi tarafından yapılan Basmane Gar’ı. Manisa ve Eskişehir üzerinden, Ankara’ya bağlanır. Her iki şirketin; farklı inşaa tekniği ile döşediği raylar, Hilal semtinden birbirlerini ( + ) şeklinde keserler…Demiryolcular buraya “Hilal Tekadü” derler.
Yine eski yıllara dönersek, ilde yayınlanan bölge gazetesi büyük bir sürmanşet atıp, olayı okuyucularına haber vermişti: “Tren Kaçtı”. Haberin ayrıntısını okumadan önce, lokomotifin, birileri tarafından kaçırıldığını düşündüm. Haberin ayrıntılarını okuduğumda, işin aslını öğrenmiş olduk.
Yorgun ve emektar lokomotiflerden biri olduğu yerde, makinist olmaksızın, adeta milim milim hareket etmeye başlar. Tabii, kimse bunu fark edemiyordu. Lokomotif, gara giriş makaslarını ustalıkla geçti. Garip olan, lokomotif makinistinin, makasçılara selam vermemesi idi.Bu garip durumu, önce makasçılar farketti. Makinistler selamsız asla geçmezlerdi. Telsiz yada telefon olmadığı için makasçılar gar ile bir irtibat kuramadılar.
Lokomotif; önce yavaş, sonra tam yol, Aydın yönüne ilerliyordu. Hilal tekadüyü kazasız geçmesi, çok büyük bir şans idi. Tekadüdeki geçiş kontrol merkezi tarihi bir günü yaşıyordu.Memur Alsancak Gar Harekat merkezini aradığında, beyaz dumanlar İzmir’in mavi göğüne yükseliyordu. Bütün 3.Bölge, kaçan tren için seferber olmuşlardı adeta.
Valiliğin yanısıra, Gaziemir’deki askeri hava üssü de kaçan tren ile ilgili bilgilendirildi. Lokomotifin havadan takibi havacılar tarafından üst düzeyde değerlendirildi.
Kemer İstasyonu’nu büyük bir buhar pistonu homurtusu ve sisi içinde geçti. Alsancakta’ki memur telgraf makinası başında Kemer istasyonuna mesaj geçip kendi önlemlerini almasını istiyordu. Endişe ile bekliyorlardı. Bölge’de kimsenin ağzını bıçak açmıyor, müdürlerin emir ve talimatlarının ardı kesilmiyordu. Sinirler çelik gibi gerilmiş, herkes durumun ne olacağını endişe ile bekliyorlardı.
Bütün ömrünü; neredeyse, Anadolu’daki istasyonlarda geçirmiş bir makasçı o gün, 3.Bölge’nin kaderini değiştirdi. Lojman sırası gelmediği için demiryolu hattı boyunda mütevazi bir ev kiralayan makasçı, pencerelerindeki fesleğenleri koklayarak evden çıktı. Kemer yönünden, normal hızının üzerinde bir lokomotifin geldiğini görünce duraksamadan hattın boyuna adeta uçarak atladı.Beyaza boyanmış kare prizma biçimindeki ağaç kütüğünü büyük bir çeviklikle lokomotifin geçeceği rayların üzerine getirerek yolun diğer kıyısına kelepçe ile sabitledi. Saniyeler sonra; lokomotif, büyük bir gürültü ile ağaç kütüğe çarparak salimen durdu. Olduğu yerde öfkeli bir Portekiz boğası gibi burnundan buhar püskürtüyordu. İmdat ekibi ile gelen tecrübeli bir makinist karadayıyı Alsancak yönüne doğru sürmeye başladı.
Lokomotif; tahkikat sonuçlanıncaya kadar kör bir hatta çekilerek geçici olarak hizmet dışı bırakıldı.
Ülkü Sineması’nı geçer geçmez mevcut hemzemin geçitte kaçan tren tecrübeli bir makasçı tarafından durdurulmuştu. 3.Bölgedeki bu olayda yapılan soruşturma sonucunda bir çok personelin görev yerinin zorunlu değişmesine yol açtı.
Treni Alsancak Garı’na getiren makinist paydos sonrası Demiryolu Hastanesinin karşı sokağındaki evine gitmek üzere gardan ayrıldı. Sokak başındaki fırından bir ekmek alarak evinin dış kapısını açtı. Radyoda Çinuçen Tanrıkorur Neva makamındaki bir Türk Sanat Müziği şarkısına udu ile giriş taksimi yapıyordu.
Hasan Çakaloğlu