HAYDARPAŞA ya KIYMAYIN EFENDİLER
Başta Haydarpaşa olmak üzere bir çok yağma talan projesinin önünü açan "Kamu Mali Yönetimi Ve Kontrol Kanunu İle Bazı Kanun ve KHK’larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" dün 24.07.2007 tarihinde TBMM de eller havaya yapılarak yasalaştı. Tasarının TBMM de yasalaşması üzerine BTS tarafından yapılan açıklamada "İktidara geldiği günden bu yana, ülkenin kaynaklarını sermaye gruplarına peşkeş çekmeyi ve ülkeyi pazarlamayı kendine vazife gören Hükümet; örnekleri ancak anti-demokratik ülkelerde görülebilecek olan bir kanuni düzenlemeyi daha Meclisten geçirdiği"ifade edilerek Cumhur Başkanının bu yasayı onaylamaması talep edilmiştir.. BTS nin konu ile ilgili olarak basına yaptığı açıklamanın tamamı aşağıdadır.
BASINA VE KAMUOYUNA
MECLİS’TEN HAYDARPAŞA’NIN İDAM FERMANI GEÇTİ !
İktidara geldiği günden bu yana, ülkenin kaynaklarını sermaye gruplarına peşkeş çekmeyi ve ülkeyi pazarlamayı kendine vazife gören Hükümet; örnekleri ancak anti-demokratik ülkelerde görülebilecek olan bir kanuni düzenlemeyi daha Meclisten geçirdi.
"Kamu Mali Yönetimi Ve Kontrol Kanunu İle Bazı Kanun ve KHK’larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" olarak adlandırılan bu tasarıyla işi okulları satmaya kadar vardıran hükümet, tepkilerin önüne geçmek için, 24 Temmuz Perşembe günü, tasarıyı alelacele yasalaştırıldı.
Meclis’in tatil girmesinin söz konusu olduğu bir dönemde bu yasa tasarısının kamuoyundan gizlenerek apar topar Meclis’e getirilmesi ve kanun yapma tekniğine aykırı bir şekilde "temel kanun" olarak görüştürülüp Meclis’ten geçirilmesi dikkatle değerlendirilmelidir. Ortada IMF ve bazı sermaye gruplarına verilen sözlerin olduğu aşikârdır.
Yasa özü itibariyle, hükümetin daha önce planlayıp da, yargı kararlarına takıldığı Haydarpaşa Manhattan Projesi gibi projelerin hayata geçirilmesi için tasarlanmış ve sonradan yapılan eklemelerle kapsam okulların satışına varana kadar genişletilmiştir. Bu tasarısının görüşülmesinden birkaç gün önce, Haydarpaşa Projesinin planlanması için İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından ihale açılması ve ihalenin belediye bağlı olan BİMTAŞ’a verilmesi tesadüf değildir. Kamuoyunca da bilindiği üzere, Haydarpaşa Projesinin arkasında AKP’ye yakınlığı ile bilinen Çalık Grubu vardır. Ve tüm bu süreçler birbirini tamamlar şekilde gerçekleştirilmiş, 24 Temmuzda yapılan yasayla da süreç Haydarpaşa projesi gibi projeleri gerçekleştirilebilir hale getirmiştir.
İmar Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Kıyı Kanunu, Toplu Konut Kanunu, Milli Eğitim Temel Kanunu, Özelleştirme Kanunu gibi onlarca temel kanunun hassas maddelerini değiştiren ve yargı ile itiraz süreçlerini ortadan kaldıran bu torba kanunun ülkeye getirecekleri özetle şunlardır;
- Okul binaları ve arazileri Özelleştirme İdaresi Başkanlığına devredilecek ve satılacaktır.
- Toplu Konut Kanunu değiştirilerek, TOKİ’ye sınırsız yetkiler verilip, TOKİ’nin toplu konut dışında her şeyi yapmasının önü açılacaktır. TOKİ’ye imar planı yapma yetkisi verildiği gibi, bu planların metazori bir şekilde kabul ettirilmesinin önü açılacaktır. İmar Kanunundaki elzem maddeler devre dışı bıraktırılarak, itiraz ve askı süreçleri yok edilmiş olacaktır. Ve TOKİ sermaye gruplarının inşaat işlerini yapan ve hukuki yaptırımlara tabi olmayan özel bir kurum haline getirilecektir.
- Deprem, gecekondu vb gibi bahanelerle halk, evlerinden, yurtlarından edilerek, buralar kentsel dönüşüm adı altında yağmalanacaktır. TOKİ arazilere el koyma konusunda sınırsız yetkilere sahip olacaktır.
- İmar kanununun Ek 3.maddesi değiştirilerek, tarihi ve kültürel yapıların, imar kanununa ve itiraz süreçlerine açık olmaksızın yağmalanması sağlanacaktır. Böylelikle kamuoyunda sürekli tartışılan Haydarpaşa, Galataport vb. gibi ülke genelinde planlanan tüm yağma projelerin önündeki hukuki engeller ortadan kaldırılacaktır.
- Kentlerin planlanmasında, planlama karmaşası yaratılarak, birçok kuruma plan yağma yetkisi tanınacaktır, bunların başında da; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, TOKİ, TCDD gibi kurumlar gelmektedir. Bu endişe verici yaklaşım, şehir plancılığını ortadan kaldıracağı gibi, kentler, halk için değil, sermaye gruplarını çıkarları için planlanır hale gelecektir.
- Zaten şaibeli bir şekilde, ülkenin önemli değerlerinden olan limanların bazılarını satan hükümet, bu kanunla tüm limanların satışını sağlayacaktır. TCDD’nin gelirlerinin yarısını elde ettiği bu limanların satışından gelen gelir, karayollarına aktarılacaktır. Ve aktarılan gelir de karayolu müteahhitlerine olan borcun ödenmesinde kullanılacaktır. Bu durum hükümetin ulaştırma politikasında tercihinin ne olduğunu gösterdiği gibi, demiryolları da iflasa sürüklenecektir.
- Hazine arazilerini ve kıyıları işgal edenlere bu tasarı ile dolaylı af getirilecektir. Ve hepsinden önemlisi, kıyılar ve hazine arazilerini işgal edenlere, 49 yıllığına işgal ettikleri yerleri yeniden tahsis etme olanağı getirilecektir.
- Karayolları ve DSİ’ye ait arazi ve binaların satışının önü açılacaktır. Hükümetin önüne koyduğu üzere otoyollar ve köprüler de satılacaktır.
- Merkezi idarenin illerde yapacakları yatırım ödeneklerinin il özel idarelerine ve birliklere transferi zorunlu kılınarak, yerel seçimler öncesi, AKP yanlısı, atanmış ya da seçilmiş yerel yönetimlere kaynak transferi yapılacaktır. Ve bu kaynaklar da yerel seçimler öncesinde AKP’ye oy toplamak için kullanılacaktır.
- Hazineye ait arazilerin bazıları Devlet Hava Meydanları İşletmelerine (DHMİ) bedelsiz devredilerek, DHMİ özelleştirilecektir.
- TCDD’nin tüm arazi ve binalarının satışı için TCDD Yönetim Kurulu yetkili kılınarak Özelleştirme İdaresi Kanunundan muafiyet sağlanacaktır.
- IMF’ye verilen sözün bir yansıması olarak bu tasarıya konan bir madde ile 2009 yılında İstanbul’da yapılması planlanan IMF ve Dünya Bankası toplantısı için ödeneği olmadan sınırsız harcama yetkisi verilecektir. Böylelikle hükümetin "kongre vadisi projesi" gibi birçok kentsel yağma projeleri için kaynak yaratılacaktır.
Bu kanun ülkenin kanunlarla düzenlenen işleyişini baş aşağı etmektedir. Mevcut temel kanunları uygulanamaz hale getirmektedir. Yargılama süreçlerini ortadan kaldırmaktadır. İtiraz hakkını yok etmektedir. Ve bu kanunla ülkenin tüm değerlerinin satılmasının önü açılacaktır.
- Bu kanun, başta Anayasa olmak üzere ilgili tüm temel kanunlara aykırıdır.
- Bu kanun, kendi içinde, kanun yapılış şekline hukuk ilkelerine aykırıdır.
- Bu kanun, insan haklarına, kentli haklarına aykırıdır.
– Diğer yandan bu torba kanun içine memurlara yapılacak iyileştirme zammının konulması çalışanların direncini kırmaya yönelik bir rüşvet olarak algılanmalıdır.
Böyle bir yasayı kabul etmemiz mümkün değildir.
Ülkenin değerlerinin pazarlanması anlamına gelen bu yasa Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanmamalıdır. Cumhurbaşkanlığı, yasayı, konuyla ilgili odaların, sendikaların, birliklerin ve demokratik kitle örgütlerinin itirazları ve hukuksal gerçeklikler temelinde meclise geri iade etmesi anlamlı olacaktır.
Bu anlamda Sayın Cumhurbaşkanımızı göreve çağırıyoruz. Başta Ana Muhalefet Partisi olmak üzere tüm siyasi partileri bu yasayı Anayasa Mahkemesine taşımaya davet ediyoruz.25 Temmuz 2008
Yunus AKIL
BTS Genel Başkanı
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu