1927 ADANA DEMİRYOLU GREVİ ( işçilerin mücadele tarihinden)
The YouTube ID of Insert video URL or ID here is invalid.
1927 Adana Demiryolu Grevi, Mersin – Adana – Akçakale – Ceylanpınar – Nusaybin tren hattındaki işçilerin başlattıkları bir grevdir.
Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra tren hatlarının mülkiyete devlete geçmişse de Mersin – Nusaybin hattının işletmesi merkezi Fransız mandasında bulunan Suriye’deki Halep şehrinde bulunan bir Fransız şirketi tarafından işletilmekteydi. O dönemde hat sadece yolcu taşımacılığı değil yük taşımacılığı için kullanılmaktaydı.
&&&
Adana’daki demiryolu mensubu depo işçilerinin maaşlarının ödenmemesi üzerine patlak veren huzursuzluklar tüm hat boyunca demiryolu işçilerine yayılmıştır. İşçi temsilcileriyle Fransız şirket yetkililerinin görüşmelerinden de sonuç çıkmayınca 10 Ağustos 1927 günü tüm hat boyunca grev yapılmaya başlanmıştır.
Grevin ilk başlarında Bayındırlık Bakanı Behiç Bey’in görüşmelere dahil olması, kendisinin Kurtuluş Savaşı boyunca demiryollarından sorumlu olması nedeniyle işçiler tarafından olumlu karşılansa da, hükümet sorunu çözecek adımlarda bulunmamıştır. Valilik ve Emniyet Müdürlüğü greve önderlik eden işçiler üzerinde baskı kurmuş, grevin sona erdirilmesi için Fransız Şirketine destek sunmuştur.
Fransız Şirketi, zorla tren seferlerini yapmaya çalışmış, polis ve askerler hattın açılması için baskı yapmış, grev kırıcı işçileri çalıştırmaya gayret göstermiş ancak işçilerin kararlılığı karşısında geri adım atmıştır. Greve Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Kara Fatma da destek vermiş, işçilerin hanımlarını grev için örgütlemiştir. İşçiler grevin başarıya ulaşması için lokomotiflerin önüne raylara yatmışlardır.
Grev, 13 gün sürmüş ve işçiler hükümetin de araya girmesiyle %7’lik maaş zammını kabul etmişlerdir.
&&&
1927 Adana Demiryolu Grevi, işçi sınıfı için önemli derslerle doludur. Demiryolu işçisi bu anlamda sınıfının en ileri unsurlarından birisi olarak değerlendirilebilir.
Bunun yanı sıra Adana ili esnafı ve tacirleri yük taşımacılığı yapan yabancı bir şirketinin varlığını kabul etmeyerek işçilerden yana tavır göstermiştir. Lozan Antlaşması sonrası Fransa ile yeniden kurulan ilişkileri zedelemek istemeyen hükümet ise demiryolu firmasından yana taraf almıştır.
1927 Demiryolu Grevi, üretimdeki iş bölümüne bakılmaksızın memur, işçi ve yarı zamanlı işçilerin ortak gerçekleştirdikleri bir eylem olması bakımından da önemlidir.
&&&
Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfının yayınladığı 1927 Adana Demir Yolu Grevi adlı kitapta yer alan o günlerdeki gazete haberleri, işçilerin o gün hangi talepler uğruna mücadele ettiğini ve greve gittiğini duyuruyor.
Kitaptan aktaralım:
Çalışma sırasında, hastalanan, yaralanan işçileri Kumpanya’nın (Yenice Nusaybin hattını o dönem Fransız Kumpanyası işletiyordu) tedavi ettirmesi,
Başka görev yerlerine gönderilen işçilerin zorunlu masraflarının ödenmesi,
İşçilere uygulanan cezalara karşı itiraz edilebilmesinin sağlanması,
Resmi tatil günlerinin ücretli olması,
İşçi cemiyetinin tanınması,
İşçilere ehliyet ve liyakatına göre ücret ödenmesi,
Fazla mesai yapılması halinde ücretin zamlı olması,
Diğer benzer işyerlerindeki ücretlerin ücret belirlenmesinde dikkate alınması,
İşten çıkarılma uygulamasında keyfiliğin kaldırılması,
İşten çıkarılan işçilere ücretlerinin ödenmesi,
İşyerinde daimi doktor ve eczacı istihdamı…
&&&
O gün işçilerin uğruna greve gittikleri taleplerin önemli bir kısmı, bugün işçi hakkı olarak yasalarda yer almaktadır. Ama bugün patronlar, işçilerin tren raylarına, lokomotifin önüne yatarak kazandığı sınırlı hakları ortadan kaldırmak, işçileri, 80-100 yıl önce olduğu gibi güvencesiz, karın tokluğuna, sosyal haklardan yoksun ve örgütsüz çalıştırmanın hesabını yapıyorlar.
Tahir Şilkan