Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

“Müze”lik yazılar 2-“Demiryolu Müzesi İhya Edilmelidir”

Demiryolu müzesinin “geçici” kaydıyla Haydarpaşa’da ilk kuruluşu, Bayındırlık Bakanı Behiç ve Devlet Demiryolları Genel Müdürü Haşim Beyler zamanında, 1928 yılı Nisan ayındadır. Burada toplanacak olan eşya, “müze” biraz daha geliştikten sonra “yakın bir gelecekte” Ankara’ya taşınarak, “inşa edilecek mahalli mahsusa vaz ve erbabı meraka küşat” edilecekti (bu iş için yapılacak özel bir yapıda meraklılarına açılacaktı). Bu konuda teşkilata gönderilen yönergede (tamimde): “Memleketimizde milli bir meslek halinde vücut bulan ve günden güne tevessü ve taazzuv eden (genişleyen ve kurumlaşan) demiryollarımızın kıymetli hatıralarını muhafaza ve demiryolu mensubininin (çalışanlarının) tarzı mesailerini ve memleketteki terakkiyatı (ilerlemeyi) tesbit edecek ve daima yaşatacak olan bir demiryol müzesi kurulması”nın ehemmiyetine işaret ve bütün daire ve şubelerle demiryolu memur ve müstahdemleri müze nin zenginleştirilmesi için mesaiye davet ediliyordu.Devamı için tıklayınız »

Kalıcı Başlantı:

“Müze”lik yazılar 1- Kurtuluş Savaşı’nda Atatürk Konutu ve Demiryolları Müzesi’nde… (*)

Bu yapının müze olarak açılmasına 1964 yılında karar verilmiş. Bu bina gereğince tanınmıyor, tanıtılamıyor! Ama Kurtuluş Savaşı öncesi ve “savaş” sırasında bu yapıda alınan kararları bir bilseler… Örneğin Fransızlarla Ankara Anlaşması burada, bu yapıda imzalanmış.  Ardından 23 Nisan’ın Çocuk Bayramı olması bu binada kararlaştırılmış.   Genç cumhuriyeti zaafa uğratmak için dış destekle körüklenen iç isyanlar buradan planlanarak bastırılmış.  Mustafa Kemal Ankara’ya geldiği gün konuk olduğu Ziraat Mektebi’nden hemen sonra bu yapıyı konut ve karargâh tutar biliyorsunuz… İnönü Savaşı’na “malzeme sevkiyatı” yapılırken Atatürk’ün zaman zaman pencereden baktığını, taşıma işini yönlendirdiğini biliyoruz.Devamı için tıklayınız »

Kalıcı Başlantı:

GÜZEL YÜZLÜ 8000 LİKLER

İstanbul Demiryolu Müzesi’nin açılışı yaklaşıyordu ama hâlâ büyük bir eksik vardı, demiryolcuların kullandığı aletler, belgeler, madalyalar, fotoğraflar, İstanbul Garı’nın ve Trakya hattının anılarını canlandıracak eşyalar müzede yerini almıştı almasına ancak eksik olan bu hattın simgesi banliyö treninin kendisiydi.Devamı için tıklayınız »

Kalıcı Başlantı:

Kayıp İstasyon

(yorumlar kapalı)

İzmir’deki tren istasyonlarından biridir. Alsancak Gar’ı ile bu istasyon arasında, yakın yıllara kadar banliyö trenleri ile yolcu taşımacılığı yapılırdı. Bir istasyon kaybolabilir mi ? Elbette.Peki nasıl ? O istasyona gitmek için, önce tren seferlerinin başlangıç noktası olan, gara gitmek gerek, yani Alsancak Garı’naDevamı için tıklayınız »

Kalıcı Başlantı:

Kaçan Tren

Alsancak Gar’ı; izlenimci ressam Claude MONET’in “St .Lazare İstasyonu” adlı tablosu ile dolaylı bir bağı vardır. Monet; çatısında, camdan tasarımlanmış ışıklığa sahip olan istasyonun içine hakim olan buharı, bulut yığını gibi geniş ve yoğun olarak kullanmıştır. Bu yönü ile; Alsancak Garı’nın, St. Lazar İstasyonu ile ortak mimari paydası vardır, üslup yönünden.Devamı için tıklayınız »

Kalıcı Başlantı:

Kamu Hizmetini Kamu Vermeli, Sübvanse Edilecekse Kamu Kuruluşu Sübvanse Edilmeli

09 Mayıs 2018 Tarihli 30416 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 30.04.2018 tarih ve 2018/11691 sayılı Bakanlar Kurulu kararında “Kamu hizmeti yükümlülüğü kapsamında yolcu taşımacılığı hizmeti verilecek demiryolu hatlarının belirlenmesine ilişkin ekli Kararın yürürlüğe konulması; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının 27/4/2018 tarihli ve 34457 sayılı yazısı üzerine, 6461 sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 30/4/2018 tarihinde kararlaştırılmıştır” denilmektedir.Devamı için tıklayınız »

Kalıcı Başlantı:

Şeker Fabrikaları Ve Demiryollarımız

Türkiye’de şeker fabrikası kurulması amacıyla Osmanlı İmparatorluğu zamanında bazı teşebbüsler olmasına karşın, hiçbirisi gerçekleşememiştir. Öyle ki, ülke I. Dünya Savaşına girdiğinde tek bir şeker fabrikasına bile sahip değildir. Ulusal bağımsızlık mücadelesinin bitiminde 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihleri arasında gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresi’nde ülke ekonomisiyle ilgili sorunlara yönelik çözüm önerileri getirilmeye çalışılmış ve bu konuda bazı kararlar alınmıştır. Alınan kararlardan biri de şeker pancarı yetiştirilmesi, şeker fabrikalarının kurulması, tarımda münavebe usulünün genişletilerek tarım ve hayvancılığın ıslahı ve üretim artışının sağlanmasıyla ilgili “Çiftçiliğe Ait Bazı Maddeler” bölümünün 16 ncı maddesidir. Cumhuriyetin kurulmasından sonra, ülkede en çok ihtiyacı hissedilen üç beyazlar (şeker, un ve pamuk) alanında peş peşe somut adımlar atılmaya başlandı.Devamı için tıklayınız »

Kalıcı Başlantı:

İSTASYON ADLARI

Herhangi bir nesneye verilen adın anlamı, kökeni, yapısal özellikleri vb. dilbilimin inceleme konusudur. Ancak konu yer adları olunca dilbilimin yanı sıra etnoloji, sosyoloji, tarih ve coğrafya da bunlarla ilgilenmeye başlar. Çünkü yer adları bir toplumun sosyal ve kültürel yapısı ile bulundukları, kullanıldıkları mekânın tarihî geçmişi ve coğrafya özellikleri hakkında da önemli ipuçları taşırlar. Yer adları insanlığın ve uygarlığın izlerini yansıtırlar,[1] toplumların coğrafi mekânla bütünleşmesinin göstergesidirler.Devamı için tıklayınız »