İçinden Tren Geçen Şiirler
Bugün sabah yeniden işlemeye başlayan kentiçi (banliyö) trenlerinin şarkısıyla uyandım. Öksüzlükten kurtulduk… Serçelerin sabah şarkısına trenlerin kanat sesleri de eşlik ediyor şimdi. Evin eteğine sürünerek geçiyorlar delişmen kediler gibi… Ne güzel! Size, Kentvedemiryolu’na değişik tarihlerde yazılıp yayımlanmış içinden tren geçen şiirlerimden bir seçme yaptım iletiyorum. 29 Temmuz 2013, Ankara.
Ankara-Yenişehir arası ilki Ruslar tarafından yapıldığı rivayet edilen bir köprü ile bağlıydı. O dönemde Doğuya ranforlu (çift lokomotif ile) giden bir tren. Bu tren artık içinden demiryolu geçmeyen Demirlibahçe tünelinden de geçecek (Erzurum’un İşletmeye Açılışı, Maarif Matbaası, 1939, Ergin Tönük koleksiyonu)
Köprüler de Ölür
Köprü deyip geçerdiniz
Gördünüz mü çocuklar
Okul öte yanda
Siz bu yanda kalakaldınız
Raylarda insan gölgeleri
Çığlık çığlığa trenler
Erkencileri Cebeci’nin
Merdivensiz şaşakaldınız
Bağdaş kurup cumaları
Hayır dua dilenciler
Mendil serer beklerdiniz
Havada kaldı elleriniz
Akan su yanan ışık gibi
Köprüler de, serilince uçurumu
Ayağınızın altına ansızın
Anlaşılır gelip geçmenin gizi
(*) Cahit Külebi’nin adına şiir yazdığı ahşap “Cebeci Köprüsü”yıkılalı yıllar geçti. Daha sonra yapılan demir köprü de eskiyince o da sökülmüştü. Yerine yenisi yapılmak için. Nice zaman oldu ona da.
Bu şiir tren köprüsüz günlerin içinde doğdu.
***
Makasçı
Kottan kazanılmış bir şiirin peşindeydi
Bıraktı kâğıdı kalemi
Pencereye koştu
Her zaman olduğu gibi
Marşandiz miydi
Yolcu treni mi geçen
Rayların tıkırtısından bilirdi
Fotoğraf: Hüdai Ülker arşivi….Artık unutulmuş bir görüntü. Ön tarafta Buca’ya ayrılan yolun makası ve makasçı kulübesi. Arka planda Şirinyer istasyonu ve hemzemin geçit görünüyor. 1995 yılı veya biraz öncesi.
Müştak Baba’ya Mektup
Sade tren mi
Memleketimiz de tu kaka
Umurunda mı zaman treninin
Tıkır tıkır işliyor o
Aha bir istasyon daha
Bırakmak üzre ardında
Kimi ardından kimi yanından
Bakıp duruyoruz biz de
Uzak Anadolu istasyonlarından birinde
Bir ıhlamur gibiyim şimdi
Bir akasya
Makasçının yol arkadaşı
İyisin değil mi
(*) Usta Şair-Yazar Müştak Erenus. Babası Atatürk‘ün demiryolcularından… O’nu Eskişehir‘den İstanbul‘a götüren trenin makinisti!.. Bizim Sevgili Müştak Babamız. Anısına bin saygı…
***
Fotoğraf Tarık Kara arşividir… İçanadolu mavi treni Durak istasyonuna 2 km. mesafede
Yaz Treni
Geldi yaz treni
Çiçeğe kesti vişne
Eteği kuş pişiriyor
Gelinlik kız
Kapının eşiğinde
Saklar durur düşünü dallarında
Her bahar yeniden doğurmaya
Dirimin delişmen çiçeğini
Saklısındaki sevinci düşürmeye
Gümüşü çürümüş göğsüne kentin
***
The-woman-in-the-rain-waiting-for-the-train
Eski Bir Fotoğrafa Altyazı
Siyim siyim yağarken yağmur
Trenler trenleri bekler gecede
Uzakları gözlemekten yorgun kadınlar
Bir uyur bin uyanır pencerelerde
Uyanır usul usul
Kadınlar ve ağaçlar
Ayrı sabahları kuşanmaya
Ayrı güneşleri kapılarda
Usul usul uyanır kadınlar
Kadınlar ve ağaçlar
Kilidi çözülür suların
Atlaslar atlaslara karışır
Ayazma başlarında
Bilinmez hangi rüzgârı susar
Dilsiz damaksız taşlar
Bir yaralı yalnızlık havada
…
Adlarınız soyadlarınız
Kaygısız işler zaman
***
Baştankara
Aksayıp duruyor ayağı günlerin
Elim ermiyor kolum yetmiyor
Bir Ankara havası söylüyorum kendime
Şimşek çakıyor yıldırım düşüyor masaya
İçimin göğüne batırıp kalemimi
İpe sapa gelmez resimler çiziktiriyorum
Kuşlara ekmek doğruyorum
Etten önce tencereye düşmüşler ülkesinde
…
Öksüz bir imge şimdi trenler
Sürünür eteklerinde kentin baştankara
Yüklenip götürmek için katar katar
Kalan renkleri ve sesleri de
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: Ümit Sarıaslan