Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

FENERYOLU TREN KAZASINDA SORUMLULUKLARIN ÜSTÜ ÖRTÜLMESİN

(yorumlar kapalı)

feneryolu-kaza-sikayet.jpgFeneryolu Tren İstasyonu’nda 3 yaşındaki oğlu Ege ile birlikte banliyö trenine binmek isterken tren ile peron arasına düşerek hayatını kaybeden akademisyen Ebru Gültekin Ilıcalı’nın ölümüne neden olmakla suçlanan makinist ve kondüktörün yargılandığı davanın ilk duruşması 24.01.2012 tarihinde Kadıköy 5. Asliye Ceza mahkemesinde yapıldı. Mahkemede hakim tanıklar ile tren makinisti ve kondüktörü dinledi. Duruşma sonunda hakim 22 Mart 2013 tarihinde Feneryolu İstasyonunda keşif yapılmasına davanın ise 2 Mayıs 2013 tarihine ertelenmesine karar vermiştir.

Trende kalan bebeği uğruna can veren Ebru Ilıcalı’nın ailesi tarafından basına yapılan açıklamada “tren sisteminin düzeltilmesi için mücadele ettiklerini ve suçun tren makinisti ile kondüktöre atılarak kapatılmasına izin vermeyeceklerini, TCDD genel müdürü ve yetkilileri hakkında suç duyurusunda da bulunduklarını, kamuoyu oluşturmak amacıyla da imza kampanyası başlattıklarını” ifade ettiler.

EBRU GÜLTEKİN ILICALI’NIN AİLESİ, ARKADAŞLARI, ÖĞRENCİLERİ OLARAK ÇAĞRIMIZ:

SORUMLULUKLARIN ÜSTÜ ÖRTÜLMESİN 

Ülkemizde vahim ihmallerin sonucu yaşamdan koparılıp alınan insanlardan biri oldu kardeşimiz, arkadaşımız, hocamız Ebru Gültekin Ilıcalı. 11 Temmuz 2012 günü Feneryolu tren istasyonunda, 3 yaşındaki oğlunu trene bindirdikten sonra bebek arabasının üzerine kapının kapanması ve araya sıkışan bebek arabası yüzünden kapı açık haldeyken, yani tam olarak kapanmamış ve kilitlenmemiş olmasına rağmen trenin hızla harekete geçmesiyle, vagonla peron arasındaki 40 cm.lik boşluğa düştü Ebru. Çıplak gözün gördüğünü Devlet Demiryolları yönetimi görmedi. Soruşturma eksik ve yetersiz yapıldı, ihmallerin kurbanı olan kişi “tali kusurlu” oldu. 24 Ocak 2013 tarihinde ilk duruşması görülen davada sadece kondüktör ile makinistin yargılanmasına başlanıldı. Kurum ve sorumlu yöneticiler hakkında halen herhangi bir soruşturma ve yargılama yok. Tam da bu yüzden, TCDD Genel Müdürü ve ilgili teknik sorumlular hakkında Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuldu. Suç duyurusunun bir nüshası da yargılamanın devam ettiği mahkemeye verildi. 

Bilinmelidir ki, demiryolu yolcu taşımacılığında, insanların can güvenliğini sağlamanın tüm sorumluluğu sadece kondüktör ve makiniste aitmiş gibi davranıldığı ve olası ‘kaza’lardan yolcuların ancak ve ancak ‘insanüstü’ bir soğukkanlılıkla kurtulabileceği mantığı yürütüldüğü sürece, oradaki ölüm tuzağı varolmaya devam edecek ve tıpkı Ebru gibi daha nicelerinin yaşama hakkı böyle acı bir şekilde ellerinden alınacaktır. Bugüne kadarki süreçte açıkça gördük ki, ‘arada böyle kazalar olur’ şeklindeki, ‘idari ihmalleri normalleştirmeye çalışan’ sakat mantık, bu ülke insanlarına hakaret edercesine aynen devam ettirilmektedir. Bu tavrı ve mantığı tümden reddediyoruz. Şunu da bir kez daha yineliyoruz; banliyö trenlerinin bir kısmı güvenliğin gerektirdiği standartlardan uzaktır. Hareket memuru, uyarı işaretleri ve anonsları gibi önlemler eksik ve yetersizdir. Vagon-peron arasındaki insan yutacak boşluk hâlâ orada durmaktadır. 

Devlet Demiryolları yönetimini, gerçeklerin üstünü örten ve sorumluluktan kaçan tavrından dolayı kınıyor ve bu ölümden sorumlu olan herkes cezalandırılana ve başka can kayıplarının engellenmesi için göstermelik değil gerçek ve sürekliliği olan önlemler alınana dek konunun takipçisi olacağız.

Ebru Gültekin Ilıcalı, 11 Temmuz 2012 Çarşamba günü Feneryolu tren istasyonunda 3 yaşındaki oğlu ile trene binmek üzere iken; tren kapılarının tutmakta olduğu bebek arabasının üzerine kapanarak ve bebek arabasını sıkıştırarak hareket etmesi sonucunda vagon ile peron arasına düşerek hayatını kaybetmişti.

Yapılan araştırma ve teknik değerlendirmeler sonucunda, Ebru Gültekin Ilıcalının acı kaybı ile sonuçlanan olayla ilgili olarak; Trenin kapıları kapanmamış ve kilitlenmemiş olmasına rağmen trenin hareket etmiş olması, Ebru Gültekin Ilıcalı’nın hayatını kaybetmesine neden olan öncelikli temel teknik asli kusurdur,

Ebru Gültekin Ilıcalı’nın ölümüne sebep olan bir diğer işletme kusuru ise, tren dış gabari çizgisi ile platform (peron) arasındaki açıklığın, ulusal ve uluslararası standartlara uygun olmayışıdır. 

Olaya neden olan 10072 no.lu trenin kapılarının TCDD için belirlenen TSE ve yine Uluslararası Demiryolları Birliği EN 14752 sayılı standartlara göre kontrol altına alınmamış olması, trenin dış gabari çizgisi ile platform arasındaki açıklığın TS 12186/Nisan 1997 Şehir İçi Yollar-Raylı Taşıma Sistemleri başlıklı esas ve kabul edilen kriterlerin uygun olmamasına rağmen TCDD yetkilileri tarafından işletilmesi ve bu uygulamaya hala devam edilmek suretiyle söz konusu yetkililerin AĞIR İŞLETME KUSURU işledikleri görülmektedir. 

TCDD’nin taşımacılıkta insan hayatını korumanın, insanların can güvenliğini sağlamanın öncelikli prensibi olması gerekirken, insan hayatına hiç değer vermediği görülmektedir. Bu anlayış ve uygulama gerek hukuk sistemimize gerekse de Evrensel İnsan Hakları ilkelerine aykırıdır.

Tekrarlanan bu elim olaylara karşı TCDD’de sorumlu ve görevli kişilerin, bu tür elim olayları önlemek amacıyla TCDD’nin de kabul edip yayınladığı TSE kriterlerine ve uluslararası demiryolu taşıma kurallarına uygun tedbirleri almadıkları, basit teknik tedbirler ile önüne geçilebilecek bu tür elim olaylara göz yumdukları, yolcuların güvenliğini temin edecek standart tedbirleri kurumun yönetmeliklerinde bulunmasına rağmen uygulamadıkları açık ve somut olarak ortadadır.  

Bu nedenle Ebru Gültekin Ilıcalı’nın trajik ölümü ile sonuçlanan elim olayın asli kusurlularından; Süleyman KARAMAN TCDD Genel Müdürlüğü – Genel Müdür, Turgut KUMAŞ TCDD Genel Müdürlüğü Ankara CER Dairesi Başkanı, Hasan GEDİKLİ TCDD 1. Bölge Müdürü ve Süleyman YAĞMUR TCDD 1.Bölge CER Servis Müdürü hakkında Kadıköy Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunularak, haklarında soruşturma açılması ve mevcut ağır kusurları nedeniyle cezalandırılmaları amacıyla, haklarında Kamu davası açılması için talepte bulunulmuştur. 

Devlet Demiryolları idaresini banliyö trenlerinde hâlâ büyük riskler taşıyan taşımacılık anlayışından dolayı kınıyor ve Ebru Gültekin Ilıcalı’nın ölümünden sorumlu olan herkes yargılanana, cezalandırılana ve başka can kayıplarının engellenmesi için “göstermelik” değil hakiki ve sürekliliği olan önlemler alınana dek davanın takipçisi olacağımızı bir kez daha duyuruyoruz. 24 Ocak 2013 

AİLESİ – ARKADAŞLARI – ÖĞRENCİLERİ

 

KADIKÖY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI

SAYIN MAKAMINA 

ŞİKAYET EDEN:Sabri Akın ILICALI (39655004620)(Kendi adına asaleten küçük Ege ILICALI adına velayeten)Feneryolu Kumbaracılar Sok. No:15B/19 Kadıköy/İstanbul

VEKİLİ: Av. Abdullah Kaya

ŞÜPHELİLER: 1- Süleyman KARAMAN TCDD Genel Müdürlüğü – Genel Müdür 2- Turgut Kumaş TCDD Genel Müdürülüğü Ankara CER Dairesi Başkanı 3- Hasan GEDİKLİ TCDD 1. Bölge Müdürü 4- Süleyman Yağmur TCDD 1.Bölge CER Servis Müdürü

KONU: Müvekkilin eşi ve küçük Ege’nin annesi müteveffa Ebru Gültekin Ilıcalının ölümünde asli olarak ağır kusuru bulunan şüpheliler hakkında soruşturma başlatılarak haklarında cezalandırılmaları talebiyle Kamu Davasının açılmasının teminine dair şikayetimizdir.

SUÇ: ÖLÜME NEDEN OLMA

SUÇ TARİHİ VE YERİ:11.07.2012 İSTANBUL/KADIKÖY 

AÇIKLAMALAR 

Müvekkil Sabri Akın Ilıcalı’nın eşi, küçük Ege’nin ise annesi müteveffa Ebru Gültekin ILICALI, 11.07.2012 tarihinde, şüphelilerin sorumlu oldukları Haydarpaşa-Gebze arası hizmet veren Banliyö Treninin, Feneryolu durağında 10072 no.lu trene binmeye çalıştığı sırada ağır işletme kusuru nedeniyle meydana gelen elim olay neticesinde feci şekilde can vermiştir. 

Meydana gelen elim olay neticesinde, her ne kadar banliyö treninin makinisti ve kondüktörü hakkında Kadıköy 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1617 Esası ilesuçlarından dava açılmışsa da; 

Meydana gelen elim olayın; müteveffanın küçük oğlu ile birlikte binmeye çalıştığı 10072 no.lu banliyö treninin, TCDD için belirlenen TSE ve yine Uluslararası Demiryolları Birliği EN 14752 sayılı standartlara uygun olmayışı, Tren dış gabari çizgisi ile peron arasındaki aralığın standarttan geniş olması, tren kapılarının teknik açıdan, gerek TSE ve gerekse de Uluslararası Demiryolları Birliği EN 14752 sayılı standartlarına göre kontrol altına alınmamış olması nedeniyle ölümle sonuçlanan bu elim olayda AĞIR İŞLETME KUSURU bulunduğundan, ASLİ KUSURLU tüm şüpheliler hakkında ayrıca soruşturma açılarak, mevcut ağır kusurları nedeniyle cezalandırılmaları amacıyla, haklarında Kamu davası açılması için, işbu şikayette bulunma zarureti hasıl olmuştur. Şöyle ki; 

1.) Bu elim olayın meydana gelmesinde temel neden, Banliyö Treninin; yolcu iniş-biniş kapısının arasına sıkışan bebek arabasının yarattığı yaklaşık 40-45 cm.’lik aralığa rağmen hareket etmesidir. 

11.07.2012 tarihinde meydana gelen kazada; müteveffa Ebru Gültekin Ilıcalı perona 2008 doğumlu küçük oğlu Ege Ilıcalı’nın içinde bulunduğu Maclaren Techno XT markalı bebek arabasıyla gelmiş, trenin gelmesi ve yolcuların binmeye başladığı sırada önce oğlu Ege Ilıcalı’yı trene bindirmiş, hemen ardından oğluna ait bebek arabası ile trene binmeye çalışırken trenin kapıları, büyük kısmı trenin içinde bulunan bebek arabası ile müteveffanın üzerine kapandığı sırada müteveffa kendisini kurtarmış ancak bebek arabası kapı arasına sıkışmıştır. (Bebek arabasının vagon kapıları arasına sıkışmış olduğu, görgü tanıklarının ifadeleri ile de sabittir.) Büyük bölümü tren içerisinde kalmak suretiyle kapı aralığına sıkışan bebek arabasını tutmakta olan müteveffa, açık kapıya rağmen ve yolcu binişi tamamlanmadan trenin hatalı bir şekilde hareket etmesi ve küçük oğlu Ege’nin de trende oluşu karşısında, ilgili kişileri uyarmaya çalışarak ve kapıya sıkışan bebek arabasını tutmaya devam ederek hareket eden tren ile birlikte ilerlediği sırada peron ile tren dış gabari arasındaki standartlardan geniş olan araya düşerek feci şekilde can vermiştir. 

2.) Trenin kapıları tam olarak kapanmamış ve kilitlenmemiş olmasına karşın trenin hareket etmiş olması, müteveffa Ebru Gültekin Ilıcalı’nın hayatını kaybetmesine neden olan öncelikli temel teknik asli kusurdur. 

Söz konusu teknik kusur, isimlerini belirttiğimiz başta Genel Müdür olmak üzere tüm şüphelilerin yönetimi ve sorumluluğunda olan TCDD’nin, TCDD tarafından Türk Standartları olarak belirlenip kabul edilmiş uluslararası standartlara uygun işletilmediğinin kanıtıdır. ICS 45.060.01 TÜRK STANDARDI TS EN 14752/Kasım 2011-Demiryolu Uygulamaları – Araç gövdesi yan giriş sistemleri başlıklı metnin Giriş kısmında da belirtildiği üzere, hareket halindeki trenin kapılarının kapalı olması esastır (Bkz. EK Madde 1). Ayrıca, aynı metnin (5.2.1.4.1.) sayılı maddesi, eni 30 mm’yi geçen bir cisim kapı arasına sıkıştığında, kapının kapalı ve kilitlenmiş olarak gösterilmemesi gerektiğini ve 30 mm’yi geçen kapı aralığı halinde trenin hareket etmemesi gerektiğini belirtmektedir. 

Bahsi geçen tarihte meydana gelen olayda, demiryolu yolcu taşımacılığı açısından temel esas olan can güvenliği yönünden ağır kusur işlendiği açıkça ortadadır. Trenin, vagon kapısı arasına, kapalı iken en az 26 cm, açık iken ise en az 42 cm genişliğinde bir bebek arabası sıkışmış ve kapı tam olarak kapanmamış haldeyken harekete geçmiş olması, olaya karışan trende, can güvenliği açısından elzem olan kapı kapanma ve kilitlenme mekanizmasının mevcut olmadığının, varsa da işler halde olmadığını açıkça göstermektedir. 

Modern ve kabul edilen Uluslararası raylı ulaştırma sistemlerinde, tüm kapılar kapanmadan tren hareket edemez. Makinist bunu yapmak istese dahi hareket gerçekleşmez. Bu hem yolcu hem de makinist hatasına karşı alınan temel bir “teknik” güvenlik önlemidir. Bu ayrıca, günümüz taşıt ve ulaştırma hizmet standartlarının da bir gereğidir. Böyle bir güvenlik önlemi insan insiyatifine bırakılamayacak kadar hayatidir, ki bu yaşadığımız İstanbul ilinde aynı işi yapan ve aynı sistemle çalışan metro ve tramvaylarda uygulanmakta olan da bir sistemdir. Dolayısıyla; somut ağır ve asli kusur karşısında, genç bir anne olan müteveffa Ebru Gültekin Ilıcalı’nın feci şekilde ölümünde TCDD işletmesinin ASLİ KUSURLU oluşu göz ardı edilemez. 

3.) Yine meydana gelen elim olayda müteveffa Ebru Gültekin Ilıcalı’nın ölümüne sebep olan bir diğer işletme kusuru ise, tren dış gabari ile platform (peron) arasındaki açıklığın, ulusal ve uluslararası standartlara uygun olmayışıdır. 

Türk Standartları Enstitüsü tarafından kabul edilerek yayınlanan TS 12186/Nisan 1997 Şehir İçi Yollar-Raylı Taşıma Sistemleri başlıklı esas ve kabul edilen kriterlerin Bölüm 2’de belirtilen Yer Üstü İstasyon Tesisleri Tasarım Kuralları’nda yer alan temel kural ve ifadeye göre (Bkz. EK Madde 4) “platform kenarı ile tren arasındaki açıklık en çok 5cm – 8 cm arası olması” teknik zorunluluktur. Yine Türk Standartları Enstitüsü tarafından kabul edilen Uluslararası kurallardan alınan TS 12460 Şehir İçi Yollar-Raylı Taşıma Sistemleri başlıklı kriterlerin Bölüm 5 başlıklı Özürlü ve Yaşlılar İçin Tesislerde Tasarım Kuralları’nda da aynı ölçü ve kural tekrar edilmiştir. (Bkz. EK Madde 5). 

Bu kurallar ve standartlar ile belirlenen temel ölçünün amacı, istasyonlarda, platform kenarı ile tren arasındaki açıklık miktarının, bir insanın (çocuk ya da yetişkin) raylara düşmesini engelleme amaçlıdır. Ancak söz konusu elim olayda müteveffa Ebru Gültekin Ilıcalı, 3 yaşındaki çocuğu trenin içindeyken ve kendisi de bebek arabası ile trene binmeye çalıştığı sırada vagon kapılarının kapanma hareketiyle trenin standartlara aykırı olarak kapıların kapanıp kilitlenmeden hareket etmesi sonucu trenle platform arasındaki açıklığa düşerek hayatını kaybetmiştir. 

Dolayısıyla olaya karışan trenle platform arasında, yukarıda anılan standartların üzerinde bir açıklık olduğu aşikardır. Bu durum, olay sonrası yapılan incelemede de açıkça tespit edilmiştir. Bu kusur, TCDD İşletmesinin yönetim ve sorumluluk açısından ASLİ KUSURU olup, standartlara uygun olmayan bir işleyişe göz yumduğunun, yolcuların can güvenliği açısından gerekli ve en temel bir tedbiri dahi yerine getirmediğinin ve yerine getirilmesini sağlamadığının açık delili olup, Sorumlu Şüphelilerin cezalandırılmalarını yasal zorunluluk haline getirmektedir. 

4.) Yeterince soruşturulmayan ve her zaman göz ardı edilen işletme kusurları nedeniyle insan hayatı hiçe sayılmakta ve bu olaylar neticesi meydana gelen ölüm vakaları devam ettiği gibi olağan karşılanmaktadır. 

Gerek Türk Standartları Enstitüsü’nün kabul ettiği ve yayınladığı temel ilkeler, gerekse de Uluslararası Tren ile Yolcu Taşıma Kriterleri hiçe sayılarak 40-45 cm kapı aralığıyla trenin hareket etmesi ve yine tren dış gabari ile platform(peron) arasındaki aralığın çok geniş olması gibi ağır ve asli işletme kusurları neticesinde, Ebru Gültekin Ilıcalı’nın insanı derinden sarsan vefatı ile sonuçlanan elim olay, Sayın Savcılık Makamınızın da bilgisi olduğu üzere, ilk değildir. 

 

İnsan hayatını korumanın, insanların can güvenliğini sağlamanın öncelikli ve en temel düsturları olması gerekirken, insan hayatına hiç değer verilmediği,mantık ve düşüncesi ile yürütülen işletme anlayışı, hiçbir insani değerle bağdaşmadığı gibi, gerek yerel hukuk sistemimize gerekse de Evrensel İnsan Hakları ilkelerine ve de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına açıkça aykırıdır. Bu sebeple, ismi geçen şüphelilerin Hukuk Düzeni tarafından insan hayatı karşısında korunması hukuken mümkün olmayıp, ağır ve asli kusurları nedeniyle kamu vicdanı ve adalet önünde hesap vermeleri gerekmektedir. 

5.) Basit teknolojik tedbirle alınacak önlemler neticesinde insan hayatı güvence altına alınması gerekmekte iken, şüpheliler açık ve kasti olarak bu tedbirleri almaktan geri durmuşlar ve müvekkilin eşi, küçük Ege’nin annesi Ebru Gültekin Ilıcalı’nın ölümüne asli kusur ile neden olmuşlardır. 

Tekrarlanan bu elim olaylara karşı TCDD’de sorumlu ve görevli şüphelilerin, bu tür elim olayları önlemek amacıyla TCDD’nin de kabul edip yayınladığı TSE kriterlerine ve uluslararası demiryolu taşıma kurallarına uygun tedbirleri almadıkları, basit teknolojik tedbirler ile (ki metro ve tramvaylarda mevcuttur) kapı kapanmadan trenin hareket etmesinin önüne geçmedikleri, mevcut hattaki ve olayın olduğu Feneryolu İstasyonu’nda peron ile tren dış gabari arasındaki boşluğu TCDD’nin de kabul ettiği ulusal ve uluslararası kriter olan 5–8 cm. arasına getirmedikleri, istasyonlarda kazaları önleyecek ve yolcuların güvenliğini temin edecek standart tedbirleri kurumun yönetmeliklerinde bulunmasına rağmen uygulamadıkları açık ve somut olarak ortadadır. 

TCDD İşletmesi olarak sorumluluklarını yerine getirmeyen tüm şüphelilerin, müteveffa Ebru Gültekin Ilıcalı’nın ölümünde asli ve ağır kusurlu olduklarından, haklarında Soruşturma başlatılarak cezalandırılmaları amacıyla tüm şüpheliler hakkında Kamu Davası açılmasının teminini, mağdur ve müşteki olarak talep etmekteyiz.

NETİCE-İ TALEP : Yukarıda detayları ile arz ettiğimiz üzere, 

11.07.2012 tarihinde, müteveffa Ebru Gültekin ILICALI’nın insanı derinden sarsan şekilde ölümünde asli ve ağır işletme kusuru bulunan TCDD işletmesi sorumlu ve görevli Genel Müdür ile diğer şüpheliler hakkında Soruşturma başlatılmasını, ağır ve asli kusurlu tüm şüpheliler hakkında cezalandırılmaları talebiyle Kamu Davası açılmasını saygılarımızla bilvekale arz ve talep ederiz. 

ŞİKAYETÇİLER VEKİLİ 

Av. Abdullah KAYA 

EK Madde 1:

Demiryolu Uygulamaları – Araç gövdesi yan giriş sistemleri

Giriş 

Bu standard, demiryolu yolcu giriş kapılarının işletimi ve imalatında aşağıdaki hususların sağlanması için asgari şartları belirtir:

-Yan duvar kapıları vasıtasıyla yolcuların trenlere emniyetli bir şekilde binmeleri ve inmeleri,

-Kapıların çalışmasının yolcular için en az yaralanma riski oluşturması,

-Taşıtlar hareket halinde iken kapıların kapalı olarak kalmasının sağlanması,

-Kapı sistemlerinin emniyetli bir şekilde bakımı. 

EK Madde 2: 

5.2.1.4. Kapı engel tanıma

5.2.1.4.1. Engel tanımanın hassasiyeti

Deney elemanı olarak, en fazla 30 mm x 60 mm kesitli bir dikdörtgen çubuk (bkz. Şekil 8.), uzun kenarı dik olacak şekilde kapının kapanan kanat kenarları arasına veya kapı ile kapı kasası arasına sıkıştığında, kapı kapalı ve kilitlenmiş olarak gösterilmemelidir. Ölçüler mm’dir. 

EK Madde 3: 

5.2.2 Kapı sistemi kapanma teyidi

5.2.2.1 Kapı kilitleme sistemi

Tren hareketi öncesinde, bütün yolcu kapılarının kapanıp kilitlendiğini doğrulayacak bir sinyal, “tren kapıları kapalı” teyit sistemine verilmelidir. Böyle bir sinyali iletmesi mümkün olmayan mevcut taşıtlarda akuple olacak bağımsız taşıtlarda, yolcu kapıları tren hızı 5 km/h’ı aştığında otomatik olarak kapanmalıdır. Herhangi bir yerel köprüleme elektrik anahtarı, sadece kapalı konumdaki bir kapının servis dışı bırakma cihazı Madde 5.1.6’ya göre mekanik olarak çalıştırıldığında, devreye girmelidir. 

EK Madde 4: 

1.2.7.1 – Plâtform Ücretli/ Ücretsiz Alanı

Plâtformun, standard grafik – işaret ve elektronik yazı tabloları ile donatılması gereklidir. Ücretsiz alan, aynı zamanda ulaşım sisteminden dışarı çıkan yolcuya da hizmet ettiğinden, tasarımda çıkan yolcunun engelsiz ve en kısa sürede yola çıkması temin edilmelidir. Kapalı istasyonlardaki holün ve açık istasyondaki plâtformun ücretsiz bölümündeki ticarî üniteler çok kısıtlı tutulmalı, böylece yolcu olmayan yaya trafiği azaltılmalıdır. Para bozma, bilet alma makineleri ile ücretli alana geçişteki turnikeler, yükseltilmiş istasyondaki merdiven ve asansör önlerinde yolcu kapasitesine göre oluşabilecek sıra kuyruğuna, yeterli genişlikte alan sağlanmalı, her bölüm şiddet, terör gibi tahribata karşı kolay gözlenebilir düzende olmalıdır.

Plâtformda, engelsiz genişlik en az 2,50 m olup, plâtformun toplam brüt genişliği, acil çıkış kapıları, yolcu adedi ve tren frekansına göre tayin edilmelidir. Plâtform alanı, bir trenin (orta plâtformda iki yöndeki trenlerin) boşalıp yüklenmesindeki toplam yolcu ile gelmeyen bir trenin bekleyen yolcusunu da barındırabilecek alana sahip olmalıdır. 

Net plâtform genişliği ile düşey dolaşımı sağlayan bölümlerin dahil edildiği brüt plâtform genişliği, yan plâtformda 6,50 m; orta plâtformda 9,80 m. den az olmamalıdır. Orta plâtform net genişliği 0,50 m. lik emniyet bantı hariç en az 5,00 m – 6,00 m, yan platform 3,00 m – 4,00 m olmalıdır. 

Plâtforma yeterli sayıdaki oturma bankı, pano, meşrubat makineleri gibi konulacak elemanlar, plâtformun hesap edilecek en az genişlik alanı dışında yerleştirilmelidir. 

İstasyonda bekleyen yolculara gölge ve yağışlı havalarda koruma sağlamak için, plâtform alanının takriben % 50 si saçakla kapatılmalıdır (Şekil 13). Örtülü kısımda plâtform tavan yüksekliği en az 3,50 m olmalı, işaret, elektronik levha, saat, kapalı devre televizyon ekranı gibi tavana asılı elemanların altında döşeme ile temiz en az 2,70 m baş kurtarma mesafesi kalmalı, bu elemanlar tren tarafındaki plâtform kenarından da en az 0,50 m uzakta yer almalı, plâtform boyunun %50 kapalı kısmında rüzgar perdesi bulunmalıdır. 

Ayrıca:

Yolcuların beklediği alan görevini üstlenen plâtform, yükleme ve boşaltmada emniyetli ve engelsiz hareketi sağlamalı;

Plâtformdan dışarı çıkış hareketleri de kolay kavranabilir sadelikte ve plâtform boyunca birden çok çıkış (en az iki ayrı çıkış) olmalı;

Plâtformun tren hattı olan kenarı ile plâtformun diğer kenarı arasındaki 2,50 m. de duvar, pano, merdiven, asansör, yürüyen merdiven gibi hiç bir engel bulunmamalı;

İstasyon da, platformdan değişik yollara, birden çok çıkış olması halinde, yolcunun istediği doğru çıkışı seçebilmesi için, çıkış işaretlerinde, platformdan istasyon çıkışına kadar, varılacak cadde ve yer isimleri belirtilmeli;

Plâtformda, tren kapılarının tren görevlisince görülmesi, plâtformun tamamının istasyon görevlisince görülüp, görüş emniyetinin sağlanması için, platform boyu kurpsuz olmalı;

Plâtform boyu, yolcu sayısına ve tren uzunluğuna bağlı olmakla birlikte, 150 m ile 400 m arasında olmalı (örneğin 3 vagonluk dizi için 90 m-100 m, 4 vagonluk dizi için 130 m platform boyu seçilebilir); 

Tren tarafındaki plâtform kenarında, platform döşemesinden ayrı renk (sarı olabilir), doku ve desende, kaymaz, ışıkta parlayan nitelikte 0,45 m – 0,50 m. lik emniyet bantı bulunmalı ( Şekil 14); 

Plâtform kenarı ile tren arasındaki açıklık en çok 5 cm – 8 cm; ray ile plâtform arasındaki yükseklik ise araç türüne uygun olarak yaklaşık 0,90 m olmalı;

Plâtformun iki ucunda, ray kotuna inen çarpma kapılı, kilitli ve merdivenli servis çıkışı bulunmalı; 

Plâtformun tren tarafında, en az 0,60m x yaklaşık 0,90 m ölçüsünde servis sığınma nişi bulunmalı (Şekil 15); 

Plâtform genişliği, pik (zirve) saatteki inen/binen ortalama yolcu hacmine bağlı olup, gelecek olan trenden inecek, binmek için bekleyen ve bir evvelki treni kaçıran yolcu adedi de dikkate alınarak, kişi başına 0,50 m2. den hesaplanan alana göre tayin edilmelidir. 

Örnek hesaplama:

Plâtform Alanı (m2 )=0,5x(P/60x(Y)) x1,3 (büyütme faktörü) x 2 (kaçan tren)

Burada,

P= Pik saatteki tren aralığı (frekans – dakika),

Y= Pik saatteki yolcu (kişi/h) 

EK Madde 5:

 1.3.5 – Plâtformlar (Peronlar)

Plâtform tasarımı TS 12127.de belirtilen genel kurallara göre tasarlanmalıdır.

− Plâtformlarda özürlüler için engelsiz alanlar ve tekerlekli sandalye özürlülerin kolay hareket ve manevra yapmaları sağlanmalıdır.

− Plâtformda, oturma bankı, pano, meşrubat makineleri vb elemanlar yolcu trafiği ile özürlülerin hareketlerini engellemeyecek, trene binme ve inmede emniyetli ve engelsiz hareketi sağlayacak şekilde yerleştirilmelidir.

− Genel kural olarak, yan ve orta plâtformda; plâtform döşemesinde, özürlülerin algılayacağı ayrı renkte (sarı olabilir), doku ve desende ve ışıkta parlayan nitelikte 0,50 m.lik emniyet bandı bulunmalıdır. Ayrıca sesli olarak yolcular zaman zaman uyarılmalıdır. Bu band tren tarafındaki plâtformun kenarında; orta plâtformda her iki kenarda olmalıdır (Şekil 42).

Plâtform kenarı ile tren arasındaki açıklık 5 cm -8 cm, ray ile plâtform arasındaki yükseklik vagon türüne uygun ise 90 cm olmalıdır.

Ölçüler m.dir

 

İMZA KAMPANYASI

TÜM SORUMLULAR ORTAYA ÇIKSIN

İHMAL CİNAYETLERİ ENGELLENSİN

Ebru Gültekin Ilıcalı’yı 11 Temmuz 2012 tarihinde, Feneryolu Tren İstasyonu’nda, akıl almaz ihmal ve tedbirsizlikler nedeniyle yitirdik. Bu çok acı olayda olduğu gibi, ülkemizde trafikte, doğal afetlerde, iş ve gündelik yaşamlarımızda sıradanlaşmış sistematik ihmaller, en temel insan hakkı olan yaşama hakkını hiçe saymaktadır. 

Herkesin görebileceği gibi, bu olayda da ihmaller ortadadır. Devlet Demiryolları yönetimi olaydan bir hafta sonra yaptığı tek yönlü ve talihsiz bir basın açıklamasıyla gerçekleri fütursuzca örtmeye çalışmış ve sorumsuzluğunu devam ettireceğini göstermiştir. Yakınımız, arkadaşımız, meslektaşımız, hocamız, hemşehrimiz ve yurttaşımız Ebru’yu aramızdan alan bu olay, kaza diye geçiştirilmek istenmektedir. Bebek arabasının üstüne kapanan kapıya rağmen trenin hareke geçmiş olması ve vagon-peron arasında 40 cm.ye varan boşluk bile sorumluları rahatsız etmemektedir. Bu koşullarda demiryollarını kullanmakta olan her insanımız, özellikle de çocuklu anneler veya engelli yurttaşlarımız her an tehlike atındadır. 

Olay sonrası yürütülen soruşturma sırasında hazırlanan bilirkişi raporunda ve savcılık tarafından hazırlanan iddianamede de, olayın esas sorumluları görmezden gelinmiştir. Oysa TCDD ve Ulaştırma Bakanlığı, toplu taşımacılık alanında sorumlu ve yetkili makamlar olarak, sistematik ihmallerden kaynaklanan tüm olaylarda, toplu taşımacılığın tartışmasız şartı olan çağdaş standartlara uygun hizmet sağlamadığı, tren, peron, ray kombinasyonunu insan yaşamını “en ufak bir riske dahi” atmayacak biçimde gerçekleştirmediği, toplu taşımacılıkta olası riskleri bertaraf edecek biçimde, en elzem önlemleri almadığı ve yeterli sayıda, nitelikli eleman çalıştırmadığı için suçludur. 

Biz aşağıda imzası olanlar, Ebru’nun anısı için ve benzer tehlikelere maruz insanlarımız için aşağıdaki taleplerde bulunuyor, herkesi bu taleplere sahip çıkmaya çağırıyor, bundan sonra tüm ihmal ve tedbirsizlik sonucu yaşanabilecek olaylarda da hukuki süreçlerin takipçisi olacağımızı ve sorumluğu olan herkesi vicdanımızda “suçlu” ilan edeceğimizi dile getiriyoruz. 

1) Konuyla ilgili soruşturma, bu olaya yol açan sistematik ihmallerin hepsini ayrıntılarıyla ortaya çıkaracak şekilde genişletilmeli ve sorumluluğu bulunan Ulaştırma Bakanlığı ve TCDD’nin tüm yetkili ve görevlileri bu soruşturmaya dahil edilerek yargılanmalıdır,

2) eski tip vagonlar derhal kullanımdan kaldırılmalı, vagon ile peron arasındaki boşlukla ilgili olarak can güvenliğini sağlayacak teknik önlemler eksiksiz alınmalıdır,

3) olay sonrasında istasyonlarda başlatılan anons uygulamasının sürekliliği sağlanmalı ve istasyonlarda can güvenliğini sağlamakla yükümlü eğitimli personel sayısı gereken düzeye getirilmelidir. 

Ad, Soyad

Meslek/Faaliyet

Şehir/Semt

İmza

       

 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu