Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

Bu Yıl 8 Mart Böyle Geçti

(yorumlar kapalı)

 kdHer yıl olduğu gibi bu yılda sendikalar, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, kadın örgütleri 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde çeşitli etkinlikleri gerçekleştirdiler. Resmi ideoloji ise bu büyük mücadele gününü tüketime yönelik bir gün gibi gösterme çabaları 8 Mart öncesinden başlamıştı. Kadınlara hediye alıp verme, kadınları yemeğe götürme, TV programlarına kadınları çıkartıp konuşturma, cilt bakımı, tatil, araç bakımı vs gibi hizmetler için kadınlara yönelik indirim kampanyaları düzenlenmesi başvurulan metotlar arasındaydı. Görsel ve yazılı basında bu yönde reklâmlarının yapılması, mağaza vitrinlerine Dünya Kadınlar Gününüz kutlu olsun yazıları yazılması, mesajlar, mailler gönderilmesi bu mücadele gününün egemenlerin istediği şekilde algılanması için yapılan girişimlerdendi.

Fotoğraf :Evrensel

Bu yıl 8 Mart sürecinde gördüğüm ve yaşadığım bazı olayları şaşkınlıkla izlemekten kendimizi alamadım.

8 Mart günü Kadıköy’de düzenlenen kadın yürüyüş ve mitingine katılmak için Haydarpaşa Garı’na geldiğimde, hayretler içinde kaldım.

Çünkü "Sayın Yolcularımız Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Tüm kadınların Dünya Kadınlar gününü kutlarız TCDD 1. Bölge Müdürlüğü" şeklinde genel anons yapılıyordu. Ayrıca danışmada çalışan kadınların önlerinde birer tane kırmızı karanfil bırakılmıştı. Kim dağıttı diye sorduğumda "Bölge Müdürü" cevabını verdiler…

 kdSanki 1993 yılından bu yana her yıl gerçekleştirilen 8 Mart etkinlikleri için yer talep edildiğinde bin dereden su getirip sorun çıkartmamışlar, çalışmaları engellememişler, insanlara gözdağı vermemişler tehdit etmemişler, 1999 yılında ise 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Etkinliklerini gerçekleştirmek isteyen kendi çalışanlarını polise ihbar edip kafalarını, gözlerini kan revan içinde bıraktırarak, saçlarını yoldurarak gözaltına alınmalarını onlar sağlamamışlar üstüne üstlük o çalışanlarına idari disiplin cezaları vermemişler gibi…

Bugün (9 Mart Pazartesi) sabah bir baktım koridorda ulaşım işkolunda örgütlü bir sendikanın yöneticileri temsilcileri çalışanlara karanfil dağıtıyorlar…

Sanki Demokratik taleplerini dile getirmek için haklı ve meşru zeminde üretimden gelen güçlerini kullanan emekçilerin eylemlerini kırmaya çalışanlar, ülkemizde ve dünya tarihinde önemli mücadele günleri olan 8 Mart, 25 Kasım, 1 Mayıs, 1 Eylül, 15–16 Haziran deyince korkudan masanın altına girenler, bu nedenlerden dolayı gözaltına alınan meslektaşlarıyla dayanışma içine girmek bir yana dursun onları yargılayan gözlerle bakanlar kendileri değillermiş ve sadece karanfil dağıtmakla 8 Mart’ın gereği yerine getirilebiliyormuş gibi bir çabanın içersindeydiler. 

İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığının zaten vazifesi olan işlerin, hizmetlerin reklâmını yapmak için kullandığı üst geçitlerde ve billboardlarda son 1 haftadır "İstanbul’u Dünya Kadınlarının Merkezi yapmak için kadınlarımızla birlikte yürüyoruz" yazısı göze çarpıyor…

Kadınlarıyla aynı masalarda yemek dahi yemeyen, kadınların evdeki işleri yapmasını, kocalarına hizmet etmesini, çocuk doğurmasını, ellerinin hamuruyla erkek işlerine karışmamasını, kendi dediklerinden dışarı çıkmamasını ve kafalarını gözlerini beyinlerini örtmelerini isteyen, bir erkeğin birden fazla kadına eş olmasını hak gören, sırf kendilerinden diye 14 yaşındaki çocuğu taciz eden ve hiç utanmadan üstelik sırıtarak ben olmasam kötü yola düşerdi diyen bir kişiyi savunma anlayışına sahip olan onlar değillermiş gibi…

Bu kişiler veya kurumlar neden böyle davranış içerisine girdiler.

Değişen nedir?

Değişen bir şey yoktu aslında. Günün anlamını ve içeriğini boşaltmak isteyenlerin çaba ve gayretlerinde bir artış vardı.

 kdNe, Neden, Nasıl, Niye, Niçin, soru kelimelerini 8 Mart kelimesi ile birleştirerek bu çaba içine girenlere sorduğumuzda verilen cevapların içinde Clara Zetkin’in adı kesinlikle geçmeyeceği gibi, 26 – 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Clara ZETKİN’in "Dünya Kadınlar Günü" olarak kutlanması önerisini (*) getirdiğini ve önerinin oybirliğiyle kabul edildiğini asla ifade edemeyeceklerini söyleyebiliriz.

 kd

Kadın örgütleri ise bu yıl Kadıköy’de yürüyüş ve miting düzenledi. Saat 11.00 de Nautilus önünde toplanmaya başladılar. Saat 12.00 civarı toplanma alanında müthiş bir coşku hakimdi. Barış gelini olarak dünyayı dolaşırken ve ülkemizde Gebze’den geçerken tecavüz edilerek öldürülen İtalyan Sanatçı Pippa Bacca’yı canlandıran bir kadın sırayla tüm kortejleri dolaştı, Yani Pippa bu yıl 8 Martta emekçi kadınlarla birlikteydi. Tüm kadınlar rengârenk giysileriyle el ele, yürek yüreğe taleplerini haykırdılar, halaylar çekildi, türküler şarkılar söylendi, sloganlar atıldı. Saat 12.30 da yürüyüşe geçildi. Düzenli bir kortej halinde yürüyen kadınlar 8 Mart’ın ücretli resmi tatil olmasını dile getirdiler ayrıca yürüyüş boyunca:

 

 kd
 kd

· Yaşasın 8 Mart, yaşasın kadın dayanışması,

· Geceleri de, sokakları da, meydanları da terk etmiyoruz,

· Erkek vuruyor Devlet koruyor,

· Gelsin baba, gelsin koca, gelsin devlet, gelsin cop, inadına isyan inadına özgürlük,

· Dünyayı yerinden oynatacağız,

· Bana bak başbakan sabrımızı taşırma, kendin yat kuluçkaya,

· Öldürmeyeceğiz ölmeyeceğiz, kimsenin namusu olmayacağız,

· Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz, bizimdir,

· Cinsel ulusal sınıfsal sömürüye son

· Dünya Yerinden oynar, kadınlar özgür olsa

· Sessiz emek sesini yükselt

· Vardık varız var olacağız

 

 kd

Sloganlarıyla Kadıköy’ü inlettiler. Yürüyüşün bitiminde Kadıköy meydanında coşku devam etti daha sonra basın açıklaması yapıldı. Daha sonra kadın-erkek katılımcıların ortak olarak düzenledikleri miting yine Nautilus’un önünde toplanılmasıyla başladı, "Cinsel Ulusal Sınıfsal Sömürüye, emperyalist saldırganlığa, yoksulluğa, gericiliğe ve ezilmeye karşı kadınlar mücadeleye" yazılı pankartın arkasında Kadıköy’e İETT duraklarının olduğu yere yüründü, coşkulu sloganlar, halaylar ve türkülerden sonra yapılan basın açıklamasıyla miting sona erdi.

 kd

BTS 1 No.lu Şube bu yıl etkinliklerini Bölge Müdürlüğü binasının asma katında bulunan toplantı salonunda gerçekleştirdi, BTS 1 no.lu şube kadın sekreteri Ayten Bozkurt’un ve Genel Merkez Kadın sekreteri Esra Tetik Sengel’in yaptıkları açılış konuşmasından sonra BTS Hava Meydanları Şubesi Kadın Sekreteri Özlem Keleş’in sergilediği "Uyanış" adlı tek kişilik oyun izlendi. Daha sonra İTÜ Siyasal Bilimler Fakültesinden Doç. Dr. Serpil Çakır Dünyada ve Türkiye’de Kadın Mücadelesinin tarihi’ni anlatan bir sunum yaptı.

 kd
 kd

Ayrıca BTS 1 No.lu Şube katılımcılara 8 Mart logolu anahtarlık, kalem ve "Güldünya Şarkıları" CD’si dağıttı.

(*)Emekçi kadınlar için uluslararası çapta bir günün kararlaştırılmasının dayanağı

26-27 Ağustos 1910’da Kopenhag’da II. Enternasyonal’e bağlı "2. Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı" toplanır. Oy hakkı en önemli gündem maddesidir. "Burjuva" kadın hareketinin yalnızca kendi sınıfından -mülk sahibi- kadınlar için sınırlı oy hakkı istediği belirtilir ve işçi kadınlara da genel oy hakkı istenir. İşte, uluslararası çapta, kadınlar için "herhangi bir gün" önerisi, Klara Zetkin tarafından kadınların siyasal alanda tam eşitliği için genel oy hakkı talebiyle bağlantılı olarak getirilir. Henüz kesin bir tarih önerilmez. Oybirliği ile kabul edilen bu öneri, şöyledir:
"Her ülkenin sosyalist kadınları… esas olarak (işçi) kadınlara oy hakkının ajitasyon ve propagandasına hizmet etmek üzere, her yıl bir kadınlar günü düzenler. Bu talep, sosyalist anlayışın kadın sorununa yaklaşımına uygun olarak gündeme getirilmelidir. Kadınlar günü uluslararası bir karakter taşımalı ve özenle hazırlanmalıdır" (www.library.fes.de: II. Enternasyonal, İkinci Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı, Talepler ve Kararlar, 26-27 Ağustos 1910, Kopenhag). Zaman zaman "Uluslararası Kadınlar Günü" (Internationaler Frauentag) denilse de, özünde burjuva kadın hareketine karşı "proleter" ve "sosyalist" içerikle, "uluslararası çapta emekçi kadınların sorunlarına ayrılan bir gün" mantığı vardır. Emekçi kadınlar gününün resmen Mart"ın 8"i olarak belirlenmesi ise, 1921 yılında Moskova"da yapılan 2. Uluslararası Komünist Kadınlar Konferansı"na dayanır. Sovyetlerin iktidarı ile sonuçlanan Şubat Devrimi Çarlık Rusyası takvimine göre 23 Şubat"a, bugünkü takvime göre 8 Mart 1917 tarihine denk geliyordu ve kıvılcımını Petrograd"lı tekstil işçisi kadınlar başlattılar. İşte, Şubat Devrimi"ni başlatan tekstil işçisi kadınlara ithafen kadınlara özel bir gün olarak 8 Mart tarihi belirlenir. Lenin 8 Mart 1921 tarihli "Uluslararası Emekçi (İşçi) Kadınlar Günü" başlıklı yazısında, kadınlara yönelik eşitsizliğe son veren Sovyet Devrimi"nin kadınlara çok geniş özgürlükler sağladığını, toprağın ve fabrikaların üzerindeki özel mülkiyetin kaldırılmasının kadınları "ev içi kölelikten" kurtararak onlara gerçek özgürlüğe giden yolu açtığını söyler (Ürün Sosyalist Dergi, sayı 21). Türkiye"de ilk 8 Mart kutlaması 1921 yılındaki Komünist Kadınlar Konferansı"yla bağlantılıydı. TKP Komintern"in Türkiye seksiyonu olarak faaliyet yürütmekteydi. İlk 8 Mart kutlamasını komünist iki kız kardeş Rahime Selimova ve Cemile Nuşirvanova düzenler: "1921 yılının Şubat ayıydı… Komintern Kadınlar Sektöründen Klara Zetkin Yoldaşın imzası ile, 8 Mart Kadınlar Bayramını nasıl kutlamak gerektiğini gösteren bir talimatname almıştık" diye belirtirler (Mete Tunçay, Türkiye’de Sol Akımlar). Görüldüğü gibi, 8 Mart’ın ilk ortaya çıkışında işçi/emekçi kadınlar vardır. 8 Mart’ı bu sınıfsal içerikle kutlamak, bu günün bir "sevgililer günü"nden öte anlam taşıması için gereklidir. Bırakalım en zenginler listesine en tepeden yerleşen kadınlarla emeğiyle geçinen kadınların bir farkı olsun. Tüm kadınların 8 Mart’ı kabul etmesi elbette bir başarıdır ama bırakalım erkekten, kocadan tek taş pırlanta talep ettiği "kadın" günü onların olsun, biz erkek egemenliğini de içeren kapitalist sömürüye karşı eşit işe eşit ücret istediğimiz "emekçi kadın" günümüzü kutlayalım. Ortak çıkarlar, kapitalizme karşı duruşu olan feminist hareketle, emekçi kadın hareketinin birbirine güç vermesinde, Novamed’de olduğu gibi eylem ve fikir birliğine varmasındadır; şekilsel ayrılığa düşmesinde değil. Herkesin "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" kutlu olsun! Fatma Şenden ZIRHLI Araştırmacı

http://www.birgun.net/sunday_index.php?news_code=1205096487&year=2008&month=03&day=09

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu-Ayşen