İki İstasyon, İki Tarihi Miras Anlayışı
Müzelere özellikle de Demiryolu Müzelerine ilgim ve sevgim nedeniyle yurdışında da pek çok demiryolu müzesini inceledim ama canlandırma tekniği ile düzenlenmiş Eski Kraliyet İstasyonundan bu yaz tatilini İskoçya’da geçiren oğlum sayesinde haberdar oldum.
Getirdiği fotoğraflar ve müze hatıra objeleri bana ülkemin birbirinden güzel,tarihi,yapayalnız bırakılmış trene hasret küçük istasyonlarını anımsattı…
Bunların içinde birisi var ki içimi en çok acıtan istasyondur:GAZİ İSTASYONU…Bu iki istasyonun gölgesinde iki toplumun "tarihi mirasa sahip çıkma" anlayışlarını düşündüm …
ESKİ KRALİYET İSTASYONU (Old Royal Station)
YER: Ballater kasabası İSKOÇYA
TARİHÇE: 1866 yılında Ballater’da yapılan bu küçük istasyon, 100 yıl kraliyet ailesi tarafından kullanılmış.Kraliçe Victoria’nın trenle dinlenmek için geldiği İskoçya’daki evi Balmoral Kalesi’de restore edilerek turistlerin çok rağbet ettiği yerlerden biri haline getirilmiş.Aberden’de ulusal demiryolu şebekesi ile birleşen bu tali hat 1965 yılına kadar kraliyet ailesine hizmet vermiş,1966 yılında artık kullanılmadığı için kapatılmış.
İSTASYONUN YENİ İŞLEVİ: MÜZE
Şimdi bu küçük istasyona gelen ziyaretçiler istasyonun faal olduğu günleri sanki yeniden yaşıyorlar.Bir platformda Kraliçe Victoria’nın istasyona geldiği an canlandırılmış..Kraliyet Bekleme Salonunda Kraliçe Victoria ve hizmetkarları…. (6 Kasım 1900 ) son yolculuk öncesi çay saati …sanki zaman hiç geçmemiş gibi.."Kraliyet ve Demiryolu " sergisinde istasyonun tarihçesi ve beş kuşak kraliyet ailesinin yolculukları anlatılmış..Bu küçük istasyondan Avrupa ülkelerinin kralları ve son Çar II.Nicholas’ta geçmiş…
Müze istasyonda bir lokanta ve iki hediyelik hatıra eşya dükkânı da bulunuyor. Çok yakında Kale ve müze arasında küçük bir tren de çalıştıracaklarmış.
GAZİ İSTASYONU
YER: ANKARA. Atatürk Orman Çiftliği içerisinde, Ankara-Eskişehir yönünde Ankara Gar’dan sonraki ilk istasyondu.
TARİHÇE: Ankara Gazi Paşa (Gazi) İstasyon binası mimar Ahmet Burhanettin (TAMCI) tarafından tasarlanmıştır.01.Şubat.1926 tarihinde hizmete giren istasyon Birinci Ulusal Mimarlık döneminin anıtsal nitelikli ilk gar yapıtlarındandır. Mustafa Kemal istasyonun açılış törenine katılmıştır.
Yapıda, eski Osmanlı dinsel dekoratif öğelerinin cephelerde kullanılması ve planın batı şemalarına uygun olması dikkat çeker. Yapıdaki çiniler Kütahya’dan getirilmiştir. Klasik Osmanlı Mimarisinden gelen sivri kemerler, 16 yy. çini ve seramiklerinde görülen motifler, Türk evlerindeki gibi ahşaptan nakışlı olan geniş saçaklar, Osmanlı Sanatından gelen mimarı bezeme öğeleri yapıya ayrı bir görünüm verir.(1)
Atatürk’ün çok önem verdiği Orman Çiftliğinin(2) arazisinde bulunması bu istasyonun sayısız tarihi olaya tanıklık etmesini de sağlamıştır. Atatürk çoğunlukla konuklarını bu istasyonda karşılar ve uğurlardı. Ankara Gar’da uzun yıllar Gar Müdür Muavinliği yapan babam, İsmet İnönü’nün de seyahatlerinde kullandığı Beyaz Tren’in vagonunun güvenlik gerekçesiyle orada ayrıldığını, Gazi İstasyonunun özellikle protokol açısından devlet erkânının henüz trenden inmediği 60 lı yıllarda çok önemli olduğunu anlatırdı…
Demiryolcu Şapkalarının bugünkü modern şeklini alması da bu istasyonda yaşanan hatıralar arasındadır. Behiç Erkin bu olayı Hayat Mecmuasında yayınlanan bir röportajında anlatır.
"Atatürk büyük adamdı, bir gün bir marşandiz katarı ile Ankara’ya gidiyordum. Orman Çiftliği önüne geldiğimiz zaman, Gazi’nin yukarıdan aşağıya doğru yaya olarak indiklerini gördüm. Treni durduttum. Benim bulunduğum vagona geldiler. Daha şapka meselesi ele alınmamıştı. Gazi’nin başında elbisesinin renginde bir kasket vardı. Vagondaki masanın üstünde duran birkaç serpuşu göstererek "Bunlar ne" diye sordu. "Demiryolu personeli için bunlardan yaptıracağız, göstermek için Nafıa Vekâletine götürüyorum" dedim. Bunlara birer güneşlik koydur, öyle götür" emrini verdi. Gazi’nin emirleri yerine getirildi."
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk resmi konuğu Afgan Kralı Amanullah Han ve eşi Kraliçe Süreyya idi… Mustafa Kemal Onları Gazi İstasyonundan uğurlamıştı.
"Gazi, 26 Mayıs günü konuklarını, adını taşıyan çiftlikte bekliyordu. Onları çiftliğin kapısında karşılayarak her tarafı gezdirdi. Saat 17.30’a kadar süren gezi sırasında Gazi, konuklarına çiftliği nasıl kurduğunu anlattı.
Saat 18.00 sıralarında Mustafa Kemal, çiftlikteki Marmara Havuzu’nda konuğu Amanullah Han ile birlikte, sandalla kısa bir gezinti yaptı.
Gezinin Ankara’daki son gününde ise Kız Öğretmen Okulu, Erkek Lisesi, Mimar Kemalettin Okulu, Müze, Numune Hastanesi ve Telsiz İstasyonu gezildi.
Kral ve Kraliçe 27 Mayıs1928 günü, gelişlerinde olduğu gibi, törenle uğurlandılar. Mustafa Kemal konuklarını Gazi İstasyonuna kadar uğurladı." Popüler Tarih 2007 Şubat, Ertan Ünal
Yurtiçi seyahatlerinden dönüşünde genellikle bu İstasyonda trenden iner ve otomobille Çankaya köşküne giderdi.
Gazi hazretleri bugün saat 12.20’de trenle Ankara’ya döndüler. İstasyon dışında izcilerin çaldığı selam borusu, iki taraftan çınlayan alkışlar arasında kayboluyordu. Gazi, izcileri selamladıktan sonra otomobille Çankaya’ya döndü.01.Ekim.1929 Gazi İstasyonu(3)
Başkent Ankara’nın bu en güzel ve en anlamlı istasyonunun 2000 li yılların başında trenlerle ve yolcularıyla birlikteliğine son verildi… Lokanta olarak 3.şahıslara kiralandı.Bu garın geçmişini ve önemini anlatan ne bir yazı var üzerinde ne de anılara ilişkin bir köşe.
İSTASYONUN YENİ İŞLEVİ : LOKANTA
Karadeniz Yavuz Lokantası
130 kişilik yemek salonu, 250 kişilik yazlık ve kışlık salonu, pastane ve kahvehanesi ile gelenekseli(?) yaşatan mekânda, mutfak hizmetinin görüldüğü 1925 ve 1932 tarihli iki özgün vagonun keyfiyet isimli köşesinde kömürlü semaverde sunulan demli çaylarla keyfe dönüşüyor. Karadeniz yöresinin seçkin yemeklerini, kebap çeşitleri, ızgara balıklar, Türk mutfağının sulu yemekleri, Karadeniz pideleri yenebiliyor. Hafta sonu ise 99 çeşitte açık büfede sunuluyor.
A.O.Ç Gazi Tren İstasyonu Binası Silahtar Caddesi no 220 – Tel: 0(312) …..(Gazete ilanından alınmıştır)
Otel yapılmak istenen Haydarpaşa Gar, Sanat galerisi olması planlanan İstanbul Gar, Safari Park olması istenen Atatürk Orman Çiftliği, pencereleri tahtayla örülü Kurtuluş savaşının istasyonları, kapatılan tersaneler, kesilen lokomotifler, jilet olan vapurlarımızla biz gelecek kuşaklara kültürel miras, endüstriyel miras, Koruma Kültürü kavramlarını hangi yüzle ve nasıl anlatacağız? Yokolan kültür varlıklarımızın ardından toplumsal hafızamızı nasıl diri tutacağız? Kimliğimizi yitirdiğimiz zaman toplumsal varlığımızı sürdürebilecek miyiz, ne dersiniz?
(1) Demiryolu Dergisi Haziran 1997-Garlarımız-G.Lale Sobutay Y.Mimar
(2)ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ
Atatürk tarafından modern tarım yöntemlerinin uygulanması için örnek bir çiftlik olarak 1925 yılında kurulmuştur. Parkları, hayvanat bahçesi, restoranları, havuzları ve yeşilliği ile kentin önde gelen gezinti yerlerinden biriydi. Marmara ve Gazi Köşkleri, İstasyonu, Postanesi, Türk Hamamı, Karadeniz ve Marmara Havuzları, 10. Yıl Okulu, bira fabrikası bulunmaktaydı. Genişliği 102.000 dönüm olan A.O.Ç. bizzat Atatürk tarafından 11 Haziran 1937 yılına kadar yönetildi. Cumhuriyetin 10. yılında çiftlik arazisi 150.000 dönüme çıkmıştı. 1938 yılında Devlet Ziraat İşletmeleri kurumuna devredildi. Günümüzde çiftlik bünyesinde Atatürk Evi Müzesi, Marmara Köşkü, Devlet Mezarlığı, Hayvanat Bahçesi, Şarap Fabrikası, Süt ve Mamulleri Fabrikası, çiçek ve süs bitkileri seraları yer almaktadır. Çeşitli dönemlerde çıkarılan özel yasalarla çiftlik arazisi büyük ölçüde talan edilmiştir. Ankara Büyük Şehir belediye Başkanının M.Gökçek’in en büyük arzusu bu arazide Safari Park yapmaktır.
(3) 27.6.1998 İnternet izci gazetesi
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: Kentvedemiryolu-Ruhan Çelebi